Şu yasakçı ve azgın inadından ve şahlanan kibirinden ve gururundan vazgeç dostum! Münakaşa et ama kavgadan yana olma! Derdin doğruyu bulmak olsun sadece! İnsanlara, dünyadaki varlığını ve makamını koruma uğruna zulmetme!

Ne reva görürsen karşındakine onu bulursun! Gün gelir sana döner bir şekilde...Allah zulmedenleri sevmediği gibi inat edenleri de sevmez ve büyük cezalar tayin eder; hem dünyada hem de ahirette! Allah her şeyi bilir ama süre verir dostum!

Er yada geç müdahale eder!

Akibetini gidişatına göre tayin eder. Karşına öyle birini çıkarır ki, pabucunu aramak zorunda kalırsın; ya da yalnız bırakılırsın; vazgeç yeryüzünün azgınlığından ve kan dökücülüğünden.Devran döner, yüz çevirdiklerinin merhametine kalırsın; aman dilersin ya da muhtaç olursun.İyiliği herkes anlamayabilir; ama kötülüğü herkes anlar...

Vazgeç kötülüklerin şahı olmaktan; örnek olma içinde potansiyel kötülükleri barındıranlara...Hiç düşündün mü dostum! Çok değil yüz yıl sonra, çoğunluğumuz hiç kimse tarafından hatırlanmayacak bile! Belki de mezarlarımız da unutulacak; kalsa da, öylesine kalacak...

Ölümü hatırlatan bir mabed olmaktan ibaret yattığın mekan...
 Peki kalıcı olan nedir? Belki de, dünyayı paylaştığın insanlar ve diğer bütün canlıların hayatlarına ne kadar dokunup iyilik, mutluluk ve huzur katabildiğindir! Başka nedir der gibisin? Koca bir dünyada sonuç olarak bir hiç olduğundur!

Kötülüklerinle kendini kandırma; menfaat için canlılara zarar vermek ve kötülük yapmak koca bir yalandan ibaret! Melek değilsin ki Allah da sana melek göndersin!
Bizim aklımızın erdiği bu kadar gerisi Allah kerim...