Virüsü veren güç de, alacak güç de aynıdır; O'dur.
İnsandaki var olan gizli maskeyi bu kez ırk ve din ayrımı yapmadan bizatihi kendisinin yüzüne taktırmıştır. Kimsenin kimseyi farketmediği yada kimdir diye merak etmediği bir insanlık tablosu çiziliyor. Kimsenin yüzüne bakılacak gibi değil... Sadece maskelerin modelleri veya renkleri farklı...Güzel olan tek şey varsa o da büyük bir kısmının renklerinin beyaz olması. Yeni bir sayfa açacağız yakında dercesine...
Matematiği zayıf toplumlara ders verircesine yaş ketegorisi de getirmiştir üstelik...dünyayı açık hava zindanına dönüştürmüştür evde kal diyerek...evde sürekli kalmanın, tekdüze yaşamanın huzur getirmediğini görecektir... aslında özgürce dolaşmanın ne yüce bir duygu olduğunu...canlanan doğanın ne derece huzur verdiğini, kıyıda köşede kaldığında öğrenecektir...insanın gerçekten samimi dostlarının varlığını özleyecektir az da olsa...dertleşmenin, samimi gülüşlerle kahkahaların ve hüzünlerin, kederlerin paylaşılmasının bile ne denli kıymetli olduğu...
Hatta birbirine şakadan yada cidden takılmaların verdiği coşkuyu ara tacaktır....
Hiçlik duygusuna kapılır süre uzadıkça...meşguliyetin ve üretmenin ne büyük bir değer olduğunu anlatacaktır...her ne kadar dövize ve altına yatırım yapmış olsalar da gün gün ne kadar kazandığıyla sevinenler bir tarafta...veya döviz ve altın borcu olup da gün gün neler kaybettiğini görüp hüzünlenenler ve işi akışına bırakanlar diğer tarafta... Nihayet virüs ortada hiçbir neden yokken çalışmadan kazananların ekmeğine yine yağ sürmüştür. Virüsten adalet beklenmez ama bu anlamda adalet getirmemiştir ve getireceği de umulnamıştır...
Evet sonuç olarak toplumun büyük bir kısmı kaybetmiştir; ömründen bir beş veya on yıl daha.. yaşarsa tabi. En nihayetinde virüs siyasetçilere ve dövize veya altına yatırım yapanlara yani muktedirlere kazandırmıştır nihayetinde...siyasetçiler sen ben kavgasına yine azgınlıkla devam ederler...bir taraf yerini kaybetmemek diğer taraf ise zaaflardan yararlannarak rakibini alt etmek peşindedir...basın açıklamalarında ekranlarda laflar fütursuzca sarfedilir. Millet ise bu büyülü tabloda kendine bir yer edinmeye ve fikir üretmeye zaten heveslidir.
Aslında bu büyülü sahnelerde igüran olduğunun farkında değildir. Sanal alemde komplo teorileri revaçtadır. İnsan klı bir bit yeniği ararcasına komplo teorilerini ezberler kurgular ve bilinç ltına yerleştirir.
Bunları konuşmayı bir ayrıcalıklı durum zanneder. Lakin acınacak ve vahim bir ruh halinde uyuşup gitmiştir. Her yeni günde gelecek yeni komplo haberlerini izler ve öylece bilgisine bilgi katar!virüsten adalet beklemenin garip tecellisi buna denir.. Yine güçlü güçlenecek ve aklının başarısıyla övünüp duracaktır. Kaybedenler ise uluslararası bir tezgahın kurbanı olacaktır. Rızkı veren elbette Allahtır.
Lakin rızkın dağıtımı ve paylaşımı konusunda kamunun ciddi sorunları vardır..
Hazırlıksızdır her zamanki gibi...birlik beraberlik dayanışma çağrısı yapar...
Bu arada kazanan azınlık müthiş güçlenmiştir hiç olmadık kadar. Kaybeden de tekrar eşeğini arayıp ulmanın derdindedir. Eşeği bulması uzun sürer sürmesine de ynı eşek değildir. Var olana şükretmek zorunda kalır; hiç yoktan iyidir...
Bir gün gelir; virüslü günleri konuşur insanlar masal anlatırcasına...Olup bitenlerin hepsi çoğunluğunun Müslüman olduğunu savunarak övünenlerin ülkeleridir...Lakin acılar unutulmaz erdemli ve takva sahibi insanların gönlünde...
"O' na aitiz tekrar O' başvururuz" ve "Sen merhametlilerin en merhametlisisin" diyerek teslim olurlar ve sabırla mücadelelerini yürüterek müjdelerini beklerler. Sen gibi ben gibi veya siz gibi...