"Bir delinin el yazısındaki ayrıntıları gözden kaçırma sevgili dostum!"
Şaşkın olma ve üzülme!

Sadece bir oynanan bir oyun vardı onu kaybettin!

Bazılarının renkli, bazılarının ise siyah beyazdan ibaret olduğunu unutma ve yakın dur bütün renklere!

Sevdiğin insanları kaybettiğin zaman hayatı önemsememeye başlıyorsun ama bu da bir başlangıç elbette!
Herkes sevgiden ve renklerin ilhamından dem vuruyordu sevgili dostum!

Lakin hiç kimse sevmeyi de bilmiyordu; görmeyi de...!
Eğer sesi fazla çıkan, sesi gür çıkan ve üst perdeden konuşanın hakikatten yana payı olsaydı; eşek sizin efendiniz olurdu demişti bilge...
Gülmek için mutlu olmayı bekleme sevgili dostum; belki de mutlu olmadan öleceksin; kim bilebilir ki...?
Sevgili dostum!

Güneşi bilmeyen ay, ışığını gerçek sanır!

Yani boş tenekenin çok ses çıkarması gibi...!
Hüzün ve keder mi dedin sevgili dostum! Hayatın ta kendisi! Lakin anlayabilene...

İnsan olmanın sınırları nerde başlar nerde biter? diye asla düşünme...
Sevgili dostum; "acım çok" dediğini duyar gibiyim...

Lakin hem üzül hem de sevin...

Elbette anlamış  gibi yaşayacaksın...
Hayata masumca, safca ve güzel bakmak da neyin nesidir diye sorarsan; inan anlatılacak gibi değil!
İlham verenlere, sözünü esirgemeyenlere, direnenlere, sıcacık ve sevgiyle gülenlere-konuşanlara, paylaşmanın erdemlilik olduğuna inananlara ve gönül alanlara selam olsun sevgili dostum; selam olsun!