Yüksek yerde bulunan ve yükseklik korkusu olan kimseye, korkmaması için verilen bir telkindir "Sakın aşağı bakma". Ben bugün bu deyimi farklı bir anlamda kullanacağım.

Malum ligde zirve harici aşağısı oldukça karışık durumda. Avrupa mücadelesi kıyasıya devam ediyor. Orada bulunanlar istiyor ki Trabzonspor'u da bu karmaşaya dahil edelim. Aklını karıştırmaya çalışalım. Hiçbir şey yapamıyorsak suyunu bulandıralım.

Adamlar başarısızlıktan teknik direktör gönderiyor ama her fırsatta ağızlarında Trabzonspor. Şöyle olsa böyle olurdu, halamın bıyığı olsa amcam olurdu. Daha ligin ilk yarısındaki maça bile gönderme yapan var. Trabzonspor maçında bize karşı hakem hatası olmasa lig çok farklı olurdu diyor. Madem olay hakemde bitiyor hocanı neden kovuyorsun?

Bu noktada Trabzonspor'a önemli bir iş düşüyor. Gerek oyuncular, gerek teknik ekip ve gerekse taraftarlar olarak  her daim önümüze bakmamız gereken günler geldi çattı. Aşağısı karışık, net görünmüyor. Bizim oralarla işimiz olmaz. Sahaya çıkılan her maç final havasında, sanki o maç şampiyonluk maçıymış gibi düşünülmeli. Rakipleriniz şu ana kadar ligde hiçbir takıma karşı yapmadıkları hırsı, göstermedikleri azmi sana karşı gösterecekler. Senin karşında ciğerini yırtanlar başkalarına karşı topu ilk defa görmüş gibi oynayacak. Sen onlara bakmayacaksın, sen kendi oyununa bakacaksın. 

Öyle anlar gelecek ki kaybettim kuşkusu düşecek içine ama 90 dakika bitmeden kaybetmiş olmadığını anlayacaksın. Kötü maç yönetimleri de olacak, mesela hiç yoktan kırmızı kart yumurtlayacak bazı eyyamcılar. Senin olayın futbolun olacak. Gerekirse onları da yeneceksin. Aynı böyle yaptığın gibi.

Zirvedesin, kazandıkça da orada olacaksın. Yani kaderin kendi ellerinde. Bazı sesler duyacaksın aşağılardan, uzanıp seni de aşağı çekmek isteyecekler. Bak işine bak önüne ama sakın aşağı bakma.

Güzel bir galibiyet daha. Eksikler yanlışlar elbette var ama bunlara rağmen kazanmayı başarmak inancın göstergesi. Sen inan gerisi gelir. Sen dik oyna şampiyonluk da gelir.

Sevgi ve saygılarımla,