Ankara’da Rizeliler Federasyonu tarafından Muhlama Günleri düzenlendi. Federasyon Başkanı İdris Kansızoğlu, “Ankara’daki Rizeli hemşehrilerimizi horona davet ediyorum” dedi.

Ankara Altınpark’ta Rizeliler Federasyonu tarafından 4’üncüsü düzenlenen Muhlama Günleri yoğun ilgi gördü. Federasyon Başkanı Kansızoğlu, “Ankara’da dört yıldır Rize günleri gerçekleştiriyoruz. Geçen yıl Rize hamsi günlerini yaptık, daha öncesinde de Rize günlerini gerçekleştirmiştik.Bu sene de ‘Muhlama Günleri’ni gerçekleştiriyoruz. Muhlamanın tadını vatandaşlarla paylaşmaya devam ediyoruz. Bu vesile ile Ankara’daki Rizeli hemşehrilerimizi horona davet ediyorum. Rize’nin yöresel ürünlerinin hepsi Rize’den gelmedi. Pandemi vesilesi ile hemşehrilerimizden de çok yoğun bir katılım olmadı fakat hafta sonu yoğun bir ilgi bekliyoruz” diye konuştu.

“Türkiye’deki tanınmış bütün balların üzerinde bir analiz değeri çıktı “

Rizelilerin muhlamasından tutun ekmeğine kadar bütün yöresel ürünlerin yoğun ilgi gördüğü Muhlama Günleri’nde “Peri Balı” 35 bin avroluk fiyatıyla dikkat çekti. Bal koleksiyoneri Atilla Özcan, “Bu balı, 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde analiz ettirdik. Türkiye’deki tanınmış bütün balların üzerinde bir analiz değeri çıktı. En yükseği o güne kadar 3 bin 600 çiçekti, Hacettepe Üniversitesi 4 bin 800 çiçek yani 8 familya, yani 800 çiçek daha yüksek çıktı. Bunu Fransa’ya gönderdik 2009’un aralık ayında, oradan gelen C.T.A.M laboratuvarlarında yapılan analizlerde dünya birincisi olan balların analiz değerlerindeki raporlarına göre vitamin ve mineral değerlerine bakıldığında erişilmez bal demişlerdi bize ve bize bir rapor gönderdiler. O güne kadar yapılan en yüksek prolin değeri bin 507 biz, bin 587 ile erişilmez bal raporu aldık. Biz bunun bölgesini araştırırken arısı sönmüş bir mağara bulduk bu balı oradan çıkardık. Yaklaşık 23kg civarında çıkardık. Her sene bir veya 2 kg satılabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Açılışı 35 bin avro”

Aynı balın şarabını da üreten Özcan, “Bunu biz Fransa bal borsasına bir arkadaşın vasıtasıyla gönderdik. Açılışa 35 bin avrodan başlatmışlar. İçinde 4 bin 800 çiçek, propolis, polen, arı sütü olan bir bal. Bu balın devamında da hemen aynı balın bal şarabını üretmeyi başardık. Mağaradan aldığımız kendi kaya kovanının, bu arada peri balı demek mağaradaki arısı sönmüş sadece kalan bal demek. Aktif olana da kaya balı diyoruz, bu peri balı. Bunun kendi arı sütüyle 20 litrelik dev vakumlu damacanalarda 6 sene boyunca damıttık senede birkaç kez kapağın ağzını açıyoruz fermantasyona uğratıyoruz. Arı sütü dibine çöküyor üstteki bal sıvılaşıyor. Biz buna isim bulamadığımız için bal şarabı dedik öyle kaldı. Ama kesinlikle alkol içermiyor. Başka bölgelerden aldığımız ballarla da bal şarabı denemelerimiz oldu. Ama bizim çalışmalarımız yine kaya balları, mağaralarda bulunan bu ballar, ağaç kovuklarında bulunmuş çok değerli ballar, bunlar devam ediyor ama en önemlisi Türkiye’nin bal koleksiyoneri olmayı başardık” şeklinde konuştu.