Okula adaptasyon sürecinde çocuklara katı yaklaşmamak gerektiğini belirten Psikolog İrem Naz Kırım, bir anda kurallar koyarak okula başlanılmasının çocuğu okuldan soğutabileceği ve okul fobisi gelişebileceği uyarısında bulundu.

Psikolog İrem Naz Kırım, “Bu yüzden öncelikle çocuğunuzun duygularını dinlemeye özen gösterin. Korkularını, endişelerini, heyecanlarını anlamaya ve dinlemeye çalışın. Kendilerini ifade etmeleri için sohbet edin, sorular sorun ve sorularını özveriyle yanıtlayın. Anne-babadan ayrılmak istemeyen bir çocuğu kesinlikle ağlarken okula bırakmayın. Çocuk, oraya güven duymadan zorla içeri sokulup ebeveyninden ayrı tutulmamalıdır” dedi.

Yeni başlayan eğitim-öğretim yılının birçok öğrenci için yeni bir sayfa açma imkânı tanıdığını söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog İrem Naz Kırım, kimi çocukların ilk defa okula gittiğini kiminin ise yeni bir okula başladığını vurgulayarak ailelere uyarılarda bulundu.

Sınırları kabul etmezler
Yazın getirdiği rahatlıkla öğrencilere koyulan kurallarda da esnemeler yaşandığını dile getiren Psk. İrem Naz Kırım, “Uyuma ve uyanma saatleri, yeme düzeni, teknolojik aletlerde geçirilen süre, oyun saati değişmeye başlar. Tatilde okul zamanında öğrenilmiş çoğu kural ve sınırın üzeri çizilince, çocuklara tekrar sınırları öğretmek zorlaşır. Okula başlandığında ilk fark edilen durum da bu olur; sınırları kabullenmekte zorlanma. Çocuk ne zaman konuşacağını, ne kadar oturması gerektiğini, arkadaşlarıyla ne zaman oynaması gerektiğini, izin istemek için parmak kaldırması gerektiğini, uyuma saatinde yatması gerektiğini ya da teknolojik aletleri süreli oynaması gerektiğini uygulamakta uzun süre zorlanabilir. Okula adaptasyon sürecinde çocuklara katı yaklaşmamak gerekir. Bir anda keskin kurallar koyarak başlanılması çocuğu okuldan soğutabilir ve okul fobisi gelişebilir. Bu yüzden öncelikle çocuğunuzun duygularını dinlemeye özen gösterin. Korkularını, endişelerini, heyecanlarını anlamaya ve dinlemeye çalışın. Kendilerini ifade etmeleri için sohbet edin, sorular sorun ve sorularını özveriyle yanıtlayın” şeklinde konuştu.

Çocuğu ağlarken okula bırakmayın
Okula başladığı ilk haftalarda her gün onu ne zaman bırakacağınızı, ne zaman ve nereden alacağınızı anlatmanın çocuğa bir fayda sağlayacağını ifade eden Psk. İrem Naz Kırım, çocukları kesinlikle ağlayarak okula sokmamak gerektiğinin altını çizdi.
Psikolog Kırım, “Çocuğun kaygı duymaması için okulda kendini güvende hissetmesi gerekir. Bu güveni ona kazandırabilmek için okul dışında ebeveyne, okul içinde ise öğretmene görevler düşer. Anne-babadan ayrılmak istemeyen bir çocuğu kesinlikle ağlarken okula sokmayı önermiyorum. Çocuk, oraya güven duymadan zorla içeri sokulup ebeveyninden ayrı tutulmamalıdır. Bunun yerine, çocuk ayrılmaya hazır olana dek ebeveynin yanında olduğunu görmeli ve okuluna, öğretmenine güven duyarak ebeveyninden ayrılmalıdır. Bu yöntemde alışma süresi çocuğa göre değişir. Acele etmeden, sabırla, onun hızına eşlik etmemiz olması gerekendir. Ancak 1 ayı geçen bir süreden sonra halen devam ediyorsa, bir uzmana başvurulmalıdır” açıklamasında bulundu.

Bahanelerle okuma gitmek istemeyebilir
Bazı çocuklar doğrudan okula gitmek istemediğini söyleyebildiği gibi bazılarının da bunu bu kadar açık söylemese de “karnım ağrıyor”, “başım ağrıyor” gibi bahanelerle okula gitme sürecini ertelemeye çalışabildiğine dikkat çeken Psk. Kırım, şu bilgileri paylaştı:
“Bu durum her yaş grubunda görülebilir. Bunun bir nedeni ayrılık kaygısı olabilir. Çocuklar için okula başlamak anne-babadan ayrı kalmayı gerektiriyor ve bundan endişe duyabiliyorlar. Soru şu olmalı; ben mi ayrı kalmakta zorlanıyorum yoksa çocuğum mu benden ayrılamıyor? Eğer cevap bulmakta zorlanıyorsanız uzmandan yardım alabilirsiniz. Bir diğer neden ise ailelerin yüksek beklentileri olabiliyor. Talepkâr anne-babaların çocuk ne yaparsa yapsın daha fazlasını beklemesi ve çocuğun üstünde baskı kurması çocuğu okuldan uzaklaştırabiliyor. Yeniliklere açık olmaktan korkan çocuk, uyum sağlamakta güçlük çekip okula dönüşü zorlu bir deneyim olarak algılıyor.”

Zeka testi yaptırmayı ihmal etmeyin
Okumakta, sınırları kabul etmekte, dikkatini vermekte, harfleri öğrenmekte zorluk çeken çocuklar için okula hazırlık döneminde dikkat ve hiperaktivite ve zekâ testleri yaptırılması gerektiğinin altını çizen Psk. Kırım, “Disleksi gibi özel öğrenme güçlüğü ilkokulda keşfedilir ve velilerin bu konuda gözünün açık olması gerekir. Çocuğunuzun harfleri-sayıları karıştırdığını, satırları atladığını, kelimeleri yuttuğunu fark ediyorsanız ya da yerinde durmakta zorlanıyor, odaklanamıyor, sırasını beklemekte güçlük çektiğini fark ediyorsanız mutlaka bir uzmana ilk yılın içinde başvurmalısınız. Çocuğunuzun zekâ gelişim potansiyelini anlamak, onu uygun eğitimlerle desteklemek istiyorsanız zekâ testini yaptırınız. En önemlisi ise çocuklarınıza sınır koyarken ya da söz verirken hem kendi içinizde hem de ebeveyn olarak tutarlı olmalısınız. Unutmayın ki çocuklar çok iyi bir gözlemcidir ve sizin aynanızdır” diyerek sözlerini noktaladı.