Bilge var; "Para gübre gibidir; onu her tarafa yaymazsan eşit verim alamazsın" der; bilge var;
"Para insanı değiştirmez; içinde var olanı çıkartır. Yani para, kötü insanı daha kötü yapar; iyi insanı daha iyi yapar.
Para kazanarak var olmaya çalışan da var; daha iyi şeyler yapmak isteyen de..." der. Der demelerine ama gelin görünki, bu modern çağ dediğimiz çağda, adeta bir put veya vazgeçilmez güç merkezi ve hatta tanrısal bir iddia gibi algılanıyor...Seçim elbette senin sevgili dostum!
Bir tarafta dövizi ve altını olanlar; diğer tarafta borsada veya sanal para aleminde sürekli dolaşıp parasının değerini korumak ya da daha iyi kazanç elde etmenin peşinde koşan bir halk kitlesi. Elbette tasarrufu olmayan çoğunluk ise günlük yaşamın çilesini çekmekle meşgul...Beslenme, barınma ve ısınma giderlerini nasıl karşılayacağını kara kara düşünen geniş bir kesim olduğunu da unutma sevgili dostum...
Bir diğer tarafta ise kamu aklı dediğimiz bir akıl var ki sevgili dostum; yeni bir ekonomi modeli deneyerek, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete görüntüsü veriyor. Gün geliyor dövizinizi ve altınlarınızı bozup Türk lirasına dönün derler; bu karşılık bulmayınca milletin tasarruflarını nasıl ekonomiye kazandırır ız diye kara kara düşünüp dahiyane bir çözüm bulurlar ve bunda da başarılı olurlar...Türk toplumunun iki büyük zaafını keşfederler her zamanki gibi...Biri ev, dükkân ve arsa edindirmek, diğeri ise araba sahibi yapmak! Vakti zamanında iki anahtar vaat eden siyasetçilerin bir başka versiyonu bu aslında... Bu iki mecrada kampanyalar başlatarak milyonlarca kişiden talep alırlar; kura çekeceğiz diyerek sanki büyük bir iş başarıyorlarmış gibi reklamını da yaparlar. Aslında şunu demek isterler:
Ey halkım! Sizden dövizinizi ve altınınızı bozdurmanızı istedik bozdurmadınız. Ama biz sizin tasarruflarınızı nasıl elinizden alacağımızı daha iyi biliriz. Ev ve araba...! "Dünyada mekân, ahirette iman " kültürü bu senin anlayacağın sevgili dostum!
Velhasılı kelam; gün gelecek refah devleti olup olamayacağımızı veya gün yüzü görüp göremeyeceğimizi bilemiyoruz ama, bilinen bir gerçek var ki sevgili dostum; herkes büyülenmiş veya haplanmış gibi pupa yelken yol alıyor; hedef ise belirsiz...Gemisini kurtaran kaptan ya da altta kalanın canı çıksın misali işler güçler gibi duruyor...