Özgürlüğe mahkumuz

Abone Ol

Özgürlüğe mahkumuz derken sevgili dostum başka bir şey anlama! Bütünüyle özgürlük içinde olan insanın, eylemlerinden, seçimlerinden, yapıp etmelerinden hiçbir şekilde suçluluk, pişmanlık ve vicdan azabı duymaması gerektiğinden bahsediyoruz. Özgürlüğe mahkûm olmak bir nevi sorumluluğa da, sonuçlarına da mahkûm olmak; katlanmak ve kabullenmek demektir.
Gücümüze duyduğumuz inanç tamdır ve çalışırsak kazanırız diye düşünürüz...

Artık babamızın ne iş yaptığının hiç bir önemi yok.

Çiftçi tohumu atıp, tarlasına gözü gibi baksa da o yıl ürün alamayabilir...

Avcı bütün gün dolaşsa da eli boş eve dönebilir...

Bir annenin bebeğini, hiç bilmediği bir hastalığın elinden alması gayet olasıdır...

Herkes elinden geleni yapar, inandığı tanrıya dua eder, doğaya merhametli davranır, coğrafyasını iyi tanır ve ondan verebileceğinden fazlasını beklemez...

Doğal olarak ailesinden ve kendisinden de...

İsyan ve güç  çekicidir evet...

Özgür olduğuna inanmak da öyle! Ama bedeli de ağır. Her şey bizim elimizdeyse eğer kaybettiklerimizden de, olduramadıklarımızdan da biz sorumluyuz...

Hayatı yorumlamak ve anlamını bulmak da bize düşer; suçluluk duygusuyla başa çıkmak da. Kimileri başarır bunu zamanla, ama yenilenlerin sayısı da az değildir... 

   ‘Hayat üç bölümdür’ sevgili dostum! 
‘Dünyayı değiştirebileceğini sandığın, Değişmeyeceğini anladığın ve 
Dünyanın seni değiştirdiğine emin olduğun…"  

Nehrin debisi yüksek ama neyse ki bizim de küreklerimiz var.

Öyleyse küreklerle asılma zamanıdır!