Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, 'Genç kızdan beklenmedik bir cevap gelince: ‘Sayın Valim, şaşırdınız mı?' başlıklı yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
O gün Vali Bey’in halk günü...
Her hafta böyle bir gün var. Dışarıda 165 kişi bekliyor.
Vali, elinde kâğıt kalem... Gelenlerin taleplerini not alıyor...
Ve bir ara...
Kapı açılıyor, içeri genç bir kız giriyor...
Sonraki sahne şöyle:
Vali not almak için kalemi eline alıyor...
“İş derdi mi? Yurt derdi mi? Acaba hangisi?” diye düşünürken...
Genç kız aynen şöyle diyor:
- Efendim, ben size teşekkür etmeye geldim...
Vali anlamamış bir ifadeyle kısa bir süre susuyor.
Genç kız üsteliyor:
- Şaşırdınız sanırım. Evet gerçekten size teşekkür etmeye geldim...
Vali:
- Hayırdır kızım. Anlamadım...
Genç kız devam ediyor:
- Sayın Valim, ben üniversite öğrencisiyim. Yüksek lisans yapıyorum. İlk geldiğimde kalacak yerimiz yoktu. Hocalarla konuştuk. Haberleri bekledik. Tam o sırada, sizin bazı otellerde öğrencilere olanak açtığınızı öğrendik. Başvurdum. Beni hemen bir otele yerleştirdiler. Ve o otelde kaldım... Allah razı olsun... Teşekkür etmek boynumun borcudur dedim... Size geldim.”
Burası Ordu...
Bu diyaloğu öğrenince doğrudan Vali Tuncay Sonel’i aradım:
- Sayın Valim, bir video izledim. Halk gününde bir genç kız gelmiş. Size teşekkür ediyor. Oysa çok iyi biliyorum ki... Siz o an gelecek talepleri bekliyorsunuz. Teşekkürü duyunca bir an kaldınız. Ne hissettiniz o an...
İşte Vali Sonel’in cevabı: “Fatih Bey, tabii o an böyle bir şey beklemiyorum. Vallahi insan böyle bir teşekkürü alınca duygusallaşıyor. Çünkü bundan güzel bir takdir, bundan güzel bir teşekkür olabilir mi? Bir kızımız mutlu olmuş. Meselesi çözülmüş. Geleceği için iyi bir şey yapmışız. İşte bu teşekkür benim en kıymetli hediyemdir. Böyle bir teşekkürü almak, bana göre en güzel makamdır...”
Evet arkadaşlar...
Ordu Valisi, üniversite okumak için kente gelen gençler için “Açık Kapı” diye bir masa kurmuş.
Bunu da ilan etmiş.
Böylece kente gelen öğrenciler, eğer kalacak yer bulamazlarsa doğrudan bu “Açık Kapı”ya başvuruyorlar.
Merak ettim. İnceledim.
Baktım ki gerçekten birçok öğrenci gelip burada, kendilerine kalacak bir yer bulmuşlar... Dahası var.
İki de araç hazır tutulmuş.
Gelen öğrenci kenti bilmediği için gideceği otele bu araçlarla götürülmüş...
Ayrıca öğrencilere bir de “alışveriş kartı” verilmiş...
Ve eylül ayından bu yana Ordu’da 480 öğrenci bu şekilde otellerde misafir ediliyor...
AİDİYET DUYGUSU
Vali Sonel’in bu yaptığı aslında bir gencin bir devlete ait olma duygusunu geliştirmektir.
Düşünsenize...
Üniversiteyi kazanıyorsunuz. Ya da evladınız üniversiteyi kazanıyor...
Ama nerede kalacak?
Yurt yeterli değilse ne olacak? Ortada mı kalacak? Geri mi dönecek?
İşte o noktada Valilik devreye giriyor...
Çocuğunuzun kalacak yerini ve güvenliğini sağlıyor...
Bundan daha güzel ne olabilir?
Aslında bu güzel hizmet, Ordu Valisi Sonel’in yaptığı ilk hizmet değil. Daha önce de şehirdeki bütün yetim çocuklara birer mektup göndermiş, onlara anne ya da babası hayatta olsa ne isteyeceklerini sormuştu...
Her birinin isteğini de yerine getirmişti.
Hatta bir kız çocuğuna babası ölmeden önce bir köpek sözü vermiş, kız bunu Vali Sonel’e söyleyince Vali de o köpeği buldurup hediye etmişti...
İZMİR BUCA İÇİN ÇAĞRI YAPMIŞTIM
- Ordu’da Vali Tuncay Sonel’in yaptığı bu insanlık ve devlet görevini görünce aklıma, bir süre önce İzmir’de özellikle öğrenci bölgesi Buca’daki “yurt yolsuzluğu”nu yazdığım geldi.
Buca’da bazı müteahhitler, “yurt yapacağız” diye devletten ucuz kredi almışlar...
Koca koca binaları, dev gibi yapıları dikmişler.
Ama yurt olmaya gelince durmuşlar.
Kiralıyorlar. Ya da el altından satmaya çalışıyorlar.
Bu yazım üzerine ne belediyeden ne de İzmir Valiliği’nden bir ses çıkmıştı.
Ordu’dan verdiğim bu “insanlık dersi” umarım İzmir’den duyulur...