Prostat kanseri ve beslenme arasındaki bağlantı, tıp dünyasında giderek daha fazla ilgi gören bir alan haline geldi. Diyetin kanser üzerinde önemli bir etkisi olduğu ve değiştirilebilir bir risk faktörü olduğu artık daha net bir şekilde ortaya konuluyor. Yeni araştırmalar, diyetin prostat kanseri riskini ve ilerleme hızını nasıl etkilediğini daha ayrıntılı olarak incelemekte.

İlaç fiyatlarına yüzde 25 zam: Karar Resmi Gazete'de İlaç fiyatlarına yüzde 25 zam: Karar Resmi Gazete'de

Diyet, Oruç ve Kanser İlerlemesi
Son dönemlerde yapılan araştırmalar, düşük karbonhidratlı diyetlerin, bitki bazlı beslenme yaklaşımlarının ve hatta oruç gibi yöntemlerin prostat kanserinde nasıl etkili olabileceğine dair önemli sonuçlar sunuyor. Örneğin, yaklaşık 900 erkeğin katıldığı ve erken evre prostat kanseri nedeniyle aktif gözetim altında oldukları bir çalışmada, sağlıklı beslenmeye sıkı sıkıya uyan bireylerin, 6,5 aylık takipte kanserin ilerleme riskinin daha düşük olduğu gözlemlendi.

Benzer şekilde, lokal ilerlemiş prostat kanseri olan yaklaşık 2000 erkeği inceleyen bir başka araştırma, bitki bazlı beslenen bireylerin, hayvansal gıda tüketenlere göre daha düşük hastalık ilerleme riski taşıdığını gösterdi. Bu sonuçlar, bitki bazlı diyetlerin ve doğal gıdaların kansere karşı koruyucu etkisini destekler nitelikte. Bu arada özellikle insülin direncinin prostat kanseri büyümesine etkisi araştırılıyor. Çalışmalar, düşük karbonhidratlı diyetlerin insülin seviyelerini düşürerek prostat kanseri büyümesini yavaşlatabileceğini ortaya koyuyor.
2020 yılında yayımlanan bir çalışmada, lokalize prostat kanseri nedeniyle tedavi gören ve PSA tekrarlaması yaşayan hastalar üzerinde düşük karbonhidratlı diyetin etkileri incelendi. Araştırmacılar, düşük karbonhidratlı diyet uygulayan hastalarda PSA iki katına çıkma süresinin daha uzun olduğunu gözlemledi. Bu sonuç, diyetin tümör büyüme hızını yavaşlatma potansiyelini destekler nitelikte.

Aralıklı Oruç ve Prostat Kanseri
Aralıklı oruç, prostat kanseri araştırmalarında yeni bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Aralıklı orucun meme kanseri üzerindeki olumlu etkileri de gösterilmiştir. Benzer şekilde, bu yöntemin prostat kanseri tedavisinde de olumlu değişiklikler oluşturduğuna dair bulgular elde edilmektedir.

Diyet ve Kanser Mekanizmaları
Prostat kanseri ile diyet arasındaki bağlantının iki temel mekanizması var: insülin ve inflamasyon. Yüksek insülin seviyeleri, prostat kanseri büyümesine katkıda bulunurken, iltihaplanma da hastalığın ilerlemesinde önemli bir rol oynuyor. Tahıl, sebze, meyve ve deniz ürünleri ağırlıklı bir diyetin inflamasyonu azalttığı ve insülin direncini iyileştirdiğini zaten biliyoruz.

Diyet Çeşitliliği ve Kişiselleştirilmiş Yaklaşımlar
Araştırmalar, tek bir doğru diyetin olmadığını, ancak çeşitli beslenme yaklaşımlarının faydalı olabileceğini gösteriyor. Düşük karbonhidratlı diyetler, kilo kaybını teşvik ederek insülin direncini azaltırken, bitki bazlı diyetler inflamasyonu baskılamada etkili oluyor. Her iki yaklaşım da işlenmiş gıdalardan uzak durmak ve doğal gıdaları tercih etmeyi ortak bir ilke olarak benimsemeli.

Diyet hastanın yaşam tarzına, beslenme tercihlerine ve diyeti sürdürebilme isteğine uygun olarak seçilmeli. Hastaların ve doktorların da diyet planlarını belirlerken bu faktörleri göz önünde bulundurması önemli.

Diyet Bir Anahtar Olabilir mi?
Prostat kanseri tedavisinde diyet, giderek daha fazla dikkate alınması gereken bir alan haline geliyor. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının sadece hastalık riskini azaltmakla kalmayıp, tedavi süreçlerini de olumlu yönde etkileyebileceği akılda tutulmalıdır. Ancak, diyet değişikliklerinin uzun vadeli etkilerini tam anlamıyla değerlendirebilmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Bu süreçte, bireylerin kendi sağlık durumlarına ve yaşam tarzlarına uygun diyetleri belirlemek için uzman hekim ve diyetisyenlerden destek alması büyük önem taşıyor.

Editör: Levent Ustabaşı