"Öküzün dünyası sürdüğü tarla kadardır " derken bilge, bir zamanlar, öküzün  ne kabahati var ki, konuyu öküz üzerinden adlandırmış diye düşünmüştük de, tarla ve öküz ilişkisini kuramamıştık!
İnsanın ufkunu, değer  yargılarını belirleyen şey,  bulunduğu ve yaşadığı çevrenin gerçeklerinden ibaret. Nerede yaşıyor veya yaşatılıyorsan  oranın gündemini yaşıyor insan ve de orayı konuşuyor...

Yani her yerde bir yaşam ve her yerde bir başka hikâye var! İnsan sosyal bir varlık olarak, aklını bunun üzerinde  yürütüyor ve öylece sonuç neyse onu kabulleniyor...
Bir de, memleketin sorunlarını genel hatlarıyla bilen ve onlara karşı kayıtsız kalmayan dünyası geniş insanlar var ki, onları anlamak ise başka bir mesele! Atasözündeki gün görmüş, memleket görmüş,  gurbet görmüş öküz de diyebilirsiniz buna!

Hemen her gün televizyonlarda boy gösterirler; sanki orada olmayı haketmiş gibi ilginç tavırları vardır; her konuya hakimdirler ve mutlaka bir fikirleri vardır; üstelik iddialıdırlar; mangalda kül bırakmazlar. Tarlayı bilirler ama tohumdan da ekinden de, üründen de, gübreden de hiç ama hiç anlamazlar...

Milyonlarca kişinin onları izlediğini düşünürler; düşünürler düşünmesine ama, kördöğüşü yapmaktan ibarettir işleri; millet bakar geçer...Kanaat önderleriymiş gibi dururlar ekranda...Aslında hepsi birer kukladır ya da kukla ustasının çırağı ya da kalfası...Sahaya ya da tarlaya sürülmüşlerdir; ağızları laf salatası yaptığı için.  Elbette insanlar hayrandır lafı cilalı olanlara...Rüzgar gibidir cümleleri...

Çoğunun kayda değer hiçbir fikri olmadığı gibi bir davaları da yoktur aslında; bilinçli ya da bilinçsiz partizanca konuşmalarla meşgul ederler insanları...

Bıkmazlar, usanmazlar; alışkanlıklarından vazgeçmezler; değişime kapalıdırlar; döneklikten
korktukları için...
Velhasılı kelam sevgili dostum, ayağına kurşun sıkılmış bilgenin durumu gibidir bu demokrasi oyunu.

Ürkütür insanın ruhunu, korku dalgasıyla kapatmaya çalışır düşünceleri ve eylemleri. Meydan okumaksa herkesin harcı değildir elbet! Ve gün gelir sevgili dostum takım oyunu bozulmaya başlar; oyuncular artık doymuştur; kumar masasını terketmek isteyen kumarbazlara benzerler; kazandıklarını kaybetmemek için çekilmek isterler...

Lâkin oyunun kuralları vardır, oyunbozanlık kaosun nedeni olur; dağılır oyuncuların her biri tarafa...Akıbetleri bilinmez amma, anılır isimleri demokrasinin çöplüğünde ve tarihin tozlu raflarında!