Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesinden Klinik Psikolog Gözde Göktaş, yaz tatili sonra yeni eğitim öğretim yılına hazırlanan çocuklar ve ebeveynleri için tavsiyelerde bulundu.
Klinik Psikolog Göktaş, okula başlamanın hem çocuk hem ebeveyn için heyecan verici bir dönem olduğuna işaret ederek, “Hem çocuğunuzu hem de kendinizi hazırlamak bu süreci daha kolay atlatmanızı sağlayacaktır. Ebeveyn, okul ve çocuk aslında ekip olarak çalışılması gereken bir süreçtir. Bu süreçte anne-babaların da kaygılı olması gayet normaldir ancak bu durumu çocuğunuza hissettirdiğinizde uyum süreci zorlaşacaktır. Çocuğun ve annenin duygusal olarak hazır olması gerekmektedir. Pandemiden dolayı anneyle çocuğun uzun bir süre bir arada olduktan sonra bu ayrışma aslında sadece çocuğun ayrışması değil ebeveynin de ayrışması diyebiliriz. Ebeveynin kalbinde, zihninde ve bedeninde bu ayrışma durumunu işlemesi önemlidir. Bazen ailelerin yaşadığı kaygı hem öğretmene hem de çocuğa geçebilmektedir” diye konuştu.
"Okul hakkında merak uyandırın"
Bu süreci daha hafif geçirmek isteyen ebeveynler için 10 ipucu veren Klinik Psikolog Göktaş, tavsiyelerini şu şekilde sıraladı: "İlk başta okula olan güveni çocuğa hissettirin. Bu oryantasyon sürecinde aile olarak çocuğumuzu okula güvenerek verdiysek çocuğumuza ‘Ben buraya güveniyorum, bu öğretmen artık bizim hayatımızda değerli ve çok önemli biri ve seninle ilişkisinde seni rahatlatacak ve sana çok iyi gelecek’ düşüncesini hissettirmeliyiz. İkinci olarak okul hakkında merak uyandırın. Okul hakkında merak uyandırmak çocuğun ilgisini çekecektir. Okulun nasıl bir yer olduğu, içerisinde ne olduğu, arkadaşlarının olacağı gibi şeyler söylemek hayal etmesine ve okulun daha cezbedici hale gelmesine olanak sağlayacaktır. Üçüncü olarak da okul öncesinde öğretmeniyle tanışmasını sağlayın. Okulun ilk günü çok kalabalık ve yoğun olabilir ancak okul açılmadan önce tanışması okula ve öğretmene daha kolay adapte olmasını sağlayacaktır. Dördüncü adımda ise okulu çocuğunuzla birlikte araştırabilirsiniz. Öncesinde okula gidip birlikte oraya gezmek onun da uyumunu kolaylaştıracaktır ve kabullenmesi çok daha kolay olacaktır. Karar verdikten sonra da oranın güvenli ve tanıdık bir yer olduğunu ona aktarmakta yine süreci kolaylaştıran bir diğer etken olabilir. Beşinci olarak okul hakkında ayrıntılı şekilde çocuğu bilgilendirin. Okulda ne kadar süre kalacağını, orada ne yiyip içeceğini, onu okula kimin alıp kimin bırakacağını detaylı bir şekilde çocukla paylaşmak gereklidir. Belki ilk zamanlarda okulda kalma süresi daha kısa tutulabilir, daha sonrasında yavaş yavaş arttırılabilir."
"Öğretmen ile işbirliği içinde hareket edin"
Klinik Psikolog Göktaş, altıncı adımda okul alışverişinin birlikte yapılması olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "Okul alışverişi yapmak çocuğu okula gitmekte istekli olması anlamında bize yardımcı olacak şeylerden bir tanesidir. Aynı şekilde odasının düzenlemesi içinde alışveriş yapmak çocuğu bu anlamda okula teşvik edebilir. Yedinci adımda çocuklarımıza kitap okuyabiliriz. Çocuklara ulaşmak için oyun ve kitap bizim için en iyi fırsatlardan biridir. Bu dönem içinde birçok öykü kitabı var bu anlamda onlardan yardım alabiliriz. Çocuğunuzla birlikte kitap okumak uyum sürecinde hem size hem de çocuğunuza destek olacaktır. Bu dönemde endişe, kaygı ve öfke gibi duygularında artış olabileceğinden bize bu süreç için en iyi desteklerden bir tanesi diyebiliriz. Sekizinci maddede ise okul ve öğretmenle işbirliği içerisinde olmak yer alıyor. Öğretmenle işbirliği içerisinde olarak bu süreçte uyumu kolaylaştırmak için bazen okula en sevdiği oyuncağı götürmesine izin verilebilir. Öğretmen oyuncağını ve onu sınıfa tanıtır, onun sosyalleşmesini sağlar. Burada sadece sınıftakilerle tanışma olarak değil, güvenli olarak okula geçişi de destelenmiş oluruz."
"Karnım ağrıyor' söylemlerine karşı kararlı olun"
Dokuzuncu adımda okul sonrasında çocukla kaliteli zaman geçirmek olduğunu belirten Klinik Psikolog Göktaş, “Okul öncesinde yaptığınız rutinleri yapabilirsiniz. Okulda ne olduğunu, neler yaptığı gibi sorgulayıcı olarak çocuğa soru yönlendirmemek ve ısrarcı olmamak bu anlamda önemlidir. Ancak kendinizin gün içerisinde neler yaptığından bahsederek ona da bugün en keyif aldığı şeyin ne olduğu, onu en çok neyin güldürdüğünü sorabiliriz. Son adımda kararlı ve tutarlı olun. Çocuğumuz bazen okula gitmek istemeyecektir. Ağlayabilir ya da ‘karnım ağrıyor, hastayım’ gibi söylemleri olabilir. Bu süreçte anne-babanın tutarlı ve kararlı olması çok önemlidir. Çocuk istemediği için okula gitmemesine izin vermek süreci uzattığı gibi sizden ayrışmasını da zorlaştıracaktır. Bazı ebeveynlerin ve çocuğun ayrışması uzun zaman alabilir bu gayet normaldir. Ancak önce siz çocuğunuzdan ayrışmalısınız ki çocukta sizden ayrılabilsin. Çocuklara uyum sürecinde zaman vermek önemli bu süreçte ne kadar yanında olursak eğitim hayatındaki diğer geçişleri de aslında o kadar kolay oluyor. Aile içinde bireysel olan çocuklar okul içerisinde grup oyunlarına geçiş sağlıyor. Sosyalleşme becerisi ve bir arada olmayı öğreniyorlar. Önemli olan çocuğun hemen sınıfa girmesi demek değil. Oyun oynama becerilerinin geliştiği de bir dönem olduğu için bu anlamda onu daha çok desteklemek gerekiyor. Bu süreç görüldüğü kadar kolay geçmeyebilir ve önemli bir dönem olduğundan ihtiyaç halinde bir uzmandan yardım alınmalıdır” ifadelerini kullandı.