Ülke gündemini gündem yapmayan insanlar bir başka oluyor sevgili dostum! Her dem, kendilerinin bir dünyası  ve bu dünyada yaşanan mutlulukları var ve bu sabit...
Düşünceleri merak ederler; düşünenleri severler; tamdır ederler...Sayilari azdır elbette. Siyasetin aşağılık dedikodularından, futbolun gereksiz ayrıntılarından, paranın ve kazancın isminden dahi bahsetmezler. Uzak dururlar aşağılık dedikodulardan ve de insanlığın ayıplarından. Masalarında dost muhabbetinden başka bir şey yoktur üstelik. Bazen yaşanmış ayıplar, bazen yaşanmış güzellik ve iyilik adına ne varsa her şey...Ses tonları hep dikkatlidir; üstünlük iddiası hiç olmadığı gibi kendileriyle de alay etmekten zevk alırlar.  Alışamazsın ve anlayamazsın çoğu kez mevzuyu; üstelik ortada planlanmış hiçbir konu da yoktur. Öylesine gelişir konuşmalar, dertleşmeler...

Din mevzusunu derinliğine konuşurlar; birbirlerini anlamak istercesine. Bir gün imanı, bir gün hidayeti, bir gün salih amelleri, bir gün takvayı, bir gün günahı sevabı ve helâli haramı,  bir gün münafıklık ve müşrikliği, diğer bir gün de ibadeti ve kulluğu.  Anlamakta zorluk çekersin çoğu kez. Anlasan da konuya dahil olamazsın dinlersin sadece. Bakışlar atılır sana, atılmasına ama öylece dinlermiş gibi onaylarmış gibi yaparsın. Söyleyecek bir kelimen olsa da, yutkunursun çoğu kez...

Ve sonunda düşünürsün bilgece ve dersin ki:
" Kişi başına düşen gelir yirmi beş bin yada  otuz bin dolar olsa acaba bunlar konuşulur mu?" diye...

Ancak diyemezsin, desen de muhabbete limon sıkmaktan başka bir şey yapmış olmazsın.

Bazen inerler Osmanlının ve Cumhuriyetin derinliklerine...Ayrıntılarında dolaşırlar dolaşmasına ama, tarih felsefesi yaparlar dersin geçersin. Dostça itirazlar ve düzeltmeler yaparlar bazen. Bazen de onaylayıcı sözler...

Bazen de Aristo'dan, Sokrates'ten, Spinoza'dan, Dante'den satır araları yaparlar. Bazen de kadın ve erkeği konuşurlar.  " Kadının özgürlüğünü erkeğin esareti olarak görürler. Oyu kadının huzur ve mutluluk verdiğinden, kötü kadının ise hayatı zehir ettiğinden ya da insanı filozof yaptığından siz ederler. Erkekler Marştan, Kadınlar Venüs 'ten derler...Ancak hiçbir sonuca varamazlar. Belirsizlikler belirsizliğini korumaya devam eder; çünkü ortada kadın ya da kadınlar yoktur; tek taraflı yorumlar ve düşünceler... Ulkemin garip hali akla gelir; tek kanatla motorla uçan  uçak misali...

Dinlemekten yorulmazsın, akar gider muhabbet...Her şeyin bir sonu vardır elbet, dağılır ekip birer birer; bahaneler uydurarak... Aslında kimsenin kimseye tahammülü kalmadığı gibi ortada konuşulacak bir konu da yoktur.  Tekrarları sevmezler çünkü.  

Hayatı anlamsızlastırmak da istemezler. 
Velhasılı kelam sevgili dostum; "her muhabbet muhabbet değildir" dersin... Aklında kalan her ne varsa, hayatın gerçekleri karşısında tekrar anlamsız kalır ve karşılığının olmadığını anlarsın. Seni anlayabilen kimse de zaten bulamazsın sevgili dostum bulamazsın...

Bulabilene aşkolsun!