Ta Osmanlıdan günümüze uzanan süreçte, olağanüstü durumlarda açılan yardım kampanyaları, devlet ile millet bütünleşmesinin en büyük göstergelerindendi. Bu konuda çatlak ses çıkarmak şöyle dursun, herkes gücü ölçüsünde yardım kampanyasına katılmak için teşvik edilirdi; milli birlik beraberlik ruhu denildi bu örgütlenmeye...

Son yıllarda yaşanan felaketler zincirinde ise durum biraz karışık gibi...

Hükümet olanlarla olmayan partilerin bir çatışma alanına dönüştü adeta; yardımlaşma kampanyaları da karmakarışık bir hal aldı; kim nereye nasıl yardım yapacağı ve yardımın amacına ulaşıp ulaşmadığı konusunda ciddi tereddütler oluştu, kafalar karıştı.

Olması gerekeni toplum daha iyi biliyordu ama siyasal partiler işi başka bir hesaplaşmaya dökünce, yardım kampanyaları da verimsiz oldu.

Olması gereken neydi diye sorarsan sevgili dostum; iktidarıyla muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle bütün örgütlerin elele verek, siyasi çekişmelere ara verip  mevcut yaraları sarmak ve yanan ocaklardaki ateşi dindirebilmekti olması gereken!

Sen, ben biz, siz ayrımına girmeden ekranlarda birlikte olabilmekti; ama başaramıyoruz sevgili dostum başaramıyoruz!

Başaracak birisi ya da birileri olacak mı, elbette olacak!