Memur-Sen Konfederasyonu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Konfederasyonun resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, “Memur-Sen’li dava arkadaşlarımızın, kamu görevlilerimizin, işçilerimizin, işsizlerimizin ve tüm emeklilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz. Emeğin sermayeden güçlü olduğunu yineliyor, insan onuruna saldıran emperyalist düşkünlüğe, insani değerleri ayaklar altına alan kapitalist düzene, insanı ve onun emeğini ötekileştiren iktisadi düşüncelere son vermek için inançla ve dirençle soylu mücadelemizi sürdürüyoruz. Sermayeyi değil kamu görevlileri ve işçilerinin refahını esas alan, sömürüye karşı kamu görevlilerinin ve çalışanların haklarını koruyan, büyüme ve refahını çalışanlarıyla paylaşan ve onların yararını önemseyen toplumsal düzenin öncelenmesini istiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Dünyanın birçok yerinde sendikal hakların doğrudan yasaklar, kısıtlamalar, şiddet ve yıldırma yoluyla ihlal edilmeye devam edildiğine dikkat çekilen açıklamada, sendikal haklara yönelik saldırıların evrensel demokrasiye, emeğin güçlenmesine ve bunun neticesinde toplumsal kalkınmaya yönelik birer saldırı olduğu belirtildi.

Sendikal mücadelenin ve çalışma hayatının niteliğinin artırılması için uluslararası normların uygulanması gerektiği kaydedilen mesajda, “İnsana yakışır iş ve çalışma koşullarının oluşturulması amacıyla Avrupa Sosyal Şartı'na konulan çekincelerin kaldırılmasını, ILO’nun Toplu Pazarlık Sözleşmesi, Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme gibi henüz onaylanmayan sözleşmelerinin ülkemizce bir an önce onaylanmasını bekliyoruz” denildi.

"Grev hakkının kamu görevlilerine tanınmasını istiyoruz"
Kamu görevlilerinin iş güvencesinin sağlanması gerektiğine vurgu yapılan mesajda, kamu görevlilerinin iş güvencesini koruyan, grev ve siyaset hakkını teminat altına alan, yeni anayasa çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiği ifade edildi. Memur-Sen’in 1 Mayıs açıklamasında ayrıca şu talepler yer aldı:

“Sözleşmeli istihdamın tarih olmasını, emek kıyımının son bulmasını, tek istihdamın kadrolu ve güvenceli olmasını bekliyor ve süreci takip ediyoruz. 4688 sayılı Kanun’un şümulu, tarafları, süresi, işleyişi ve grevsiz toplu pazarlık anlayışıyla sürdürülebilir olmadığının görülmesini, mevcut toplu sözleşme sisteminin taraflar arası eşitliğe, uluslararası norm ve kararlara, evrensel ilkelere uygun hale getirilmesini, büyük Türkiye idealiyle uyuşmayan örgütlenme önündeki yasakların kaldırılarak grev hakkının kamu görevlilerine tanınmasını istiyoruz. Kurum İdari Kurulları ve Kamu Personeli Danışma Kurulu gibi sosyal diyalog mekanizmalarının çözüm üretme noktasında daha işlevsel hale getirilmesini, paydaşlık süreçlerinin daha etkin kullanılmasını bekliyoruz. Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi katılımcı demokrasi seçeneklerinin artırılmasını, mevzuatına uygun bir şekilde toplanmasını önemle ifade ediyoruz. Kadın kamu görevlilerimizin çalışma hayatında desteklenmesini, annelik haklarının korunmasını, doğum sonrası yarım zamanlı çalışma hakkına ilişkin yönetsel düzenlemenin gerçekleştirilmesini, kreş ihtiyacının karşılanmasını, kadına yönelik şiddetin engellenmesini ve kadın kamu görevlilerinin yönetim görevlerinde daha fazla yer almasını önemsiyoruz. Emeklilerin bayram ikramiyelerinin artırılması, eş ve çocuk yardımından faydalandırılması, engelli kamu görevlilerimizin mali haklarında iyileştirme yapılması, emeklilik haklarında düzenleme ve çalışma şartlarında pozitif ayırımcılık yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Ek ödemelerin sadece çalışırken değil, emekli olduktan sonra da emekli ikramiyesine ve emekli maaşına yansıtılması gerektiğini belirtiyoruz. Kamu görevlilerinin siyaset yasağı kaldırılmalı, anayasal hakların kullanımı teminat altına alınmalı, kılık-kıyafet dayatması son bulmalı, darbeci anayasanın kamu görevlileri üzerinde bıraktığı kalıntılar temizlenmelidir diyoruz. Zam ve tazminatların günün koşullarına uygun hale getirilmesini, evlenme yardımı ve bayram ikramiyelerinin kamu görevlilerine de ödenmesini talep ediyoruz. Kadrosuz usta öğreticilerin, ek ders karşılığı görev yapanların, vekil ebe-hemşirelerin, vekil imamların, üniversiteli işçilerin, kamu dışı aile sağlığı çalışanlarının bilgi, birikim ve tecrübelerinin görülmesini, kamunun ucuz işçilik yerine kadrolu istihdam ile kaliteli kamu hizmetini esas almasını istiyoruz. İzinler iş günü esasıyla kullanılmalı, fiili hizmet zammının muhteviyatı genişletilmeli, yardımcı hizmetler sınıfı ve İHS personel sistemi kaldırılmalı, personeli durumuna uygun sınıfa aktarılmalıdır diyoruz. Görevde yükselme ve unvan değişikliğinde engellerin kalkmasını, kariyer ve liyakat esaslı olmasını, kadro-derece sınırlamasının son bulmasını, 4/B'ye geçirilen 4/C'li personelin zorunlu emekliliğinin kaldırılmasını bekliyoruz. Yetkili sendika olmanın hakkı teslim edilmeli, dayanışma aidatı uygulamasına geçilmeli, adaletin tesisi bakımından toplu sözleşme hükümleri eşit değil adil uygulanmalı diyoruz.”