Mallaşma zihniyeti ve mallaşmış toplum, yani bizler. Eşeğin sırtından yükü eksik etmeme psikolojisi. Boş kalmaya gelmez...Kısacası dostum! Eşeklerin çoğunluğu üzerinden giden bir yaşam felsefesi.

Karşılıksız para vererek insanların yükünü azaltmak, bu ülkede, eşekleri saldım çayıra anlamına gelir. Muktedirler, eşekler çayırdayken yalnızlığa bürünürler.

Bu olmazzzzz!

Çayıra salsan da ipi muktedirlerde olmalıdır. Sadece ipini biraz daha uzun tutar. Eşek de bunu nimet bilir ve der ki, "bu da iyi bir şey, daha önce hiç yoğidi"....Yük olduğunda ip çekilir yavaş yavaş.

Derler ki eşeğe, " yükümüz çok ama azar azar taşırsın; daha fazla sefer yaparsın; böylece fazla bunalmamış olursun". Eşek de ne yapsın "bak, beni düşünüyorlar!" der ve yükün altına girer yavaş yavaş taşır... Belki de en son seferine gelemeden bir yerde tökezler ve artık çalışamaz olunca, muktedirler onu hemen tedavi eder elleriyle. Çünkü ölmemesi gerekir; daha yükler bitmemiştir. Bu arada yavru eşekler vardır ki, bunlar yetişkin eşeklerin durumuna üzülürler. "Ben asla eşeklik yapmayacağım" der.

Lakin bir bakarsın, onlar da büyümüştür artık; hayatın tadını çıkarmak lazım!

Tüket babam tüket; dağ, bayır gez dur. Sonra dişi eşek girer hayatına, yani sevdiceği! Yeni bir plan yapmak zorundadır.Ne yapayım ne edeyim derken, daha iyi bir ahırda yaşamak için kendine daha güçlü bir sahip arar durur. Bulur bulmasına sahibini de, her şeyin bir bedeli vardır. Yeni yeni yükler girer hayatına...

Hikayenin sonu yoktur aslında. Nesilden nesile döner durur işte...

Sadece muktedirlerin isimleri değişir ve eşeklerin eşeklikleri baki kalır...