Dünya Sağlık Örgütü ve Globally Sepsis Alliance öncülüğünde bu yıl 10.su düzenlenen 13 Eylül Dünya Sepsis Günü’nde, ülke çapında çok sayıda hastanede “Sepsis Eğitimleri” ile farkındalık oluşturmak amaçlandı. Bu kapsamda KTÜ Farabi Hastanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya ULUSOY ve Prof. Dr. Selçuk KAYA tarafından Aydın İnal Amfi’sinde “Sepsis Farkındalık, Tanı ve Tedavisi” ile ilgili güncel bilgileri içeren bir program düzenlendi. Yüz yüze uygulanan program, eş zamanlı olarak pek çok ilgili tarafından online olarak da takip edildi.
Sepsis, enfeksiyona karşı hastanın vücudunun oluşturduğu anormal ve aşırı bağışıklık sistemi tepkisi olup bu tepki, hayatı tehdit edici organ fonksiyonu bozukluğuna kadar ilerleyebilmektedir. Sepsis vaka sayısı yıllık yaklaşık 50 milyon, ölüm ise 11 milyondur. Bu da her 2.8 saniyede 1 kişinin ölümü manasına gelmektedir.
Sepsis, bir enfeksiyon hastalığı sonucunda ortaya çıktığından öncelikle enfeksiyona bağlı belirtilere (öksürük, balgam çıkartma, ishal, kusma, boğaz ağrısı vb.) ek olarak geveleyerek konuşma ve sersemlik, aşırı titreme, kas ağrısı, ateş, gün boyu idrar yapamama, şiddetli nefes darlığı, ölecekmiş gibi hissetmek, derinin benekli hale gelmesi cilt renginin değişmesi gibi belirtileri olan kişilerin hiç vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurmaları hayati önem taşımaktadır.
Sepsise en sık neden olan enfeksiyonlar; akciğer (zatürre), idrar yolu, karın, cilt, barsak kaynaklıdır. Sepsis kaynağı enfeksiyonların %80’i hastane dışı toplum kökenlidir. Riskli kişiler ise kronik hastalığı olanlar (akciğer, karaciğer, kalp vb), dalağı olmayanlar, bağışıklık sistem hastalığı olanlar, 1 yaş altı veya 60 yaş üstü kişiler Sepsis hastalıği için daha fazla risk taşımaktadır.
Sepsisi önlemenin en iyi yolu öncelikle e nfeksiyonu önlemektir. Bu konuda alınacak başlıca önlemler aşılama, temiz su kullanımı, el hijyeni ve genel hijyen kurallarına uyulması, hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi, güvenli doğum ve farkındalık yaratmaktır.