Rüyalar paylaşılmaz derler ama bunu paylaşmam lazım.
"Kralın ateşle imtihanı filmini tekrar çekmeye karar vermişler...
Filmde firavun kılıklı adam "istikrar istikrar" derken tahtından yere düşüyor. Üstünü düzeltirken "beka meselesi" diyor. Tekrar tahtına çıkarken başvezirine kızarak emrediyor:Tez zamanda beni kim tahtımdan düşürdüyse onu bana bulun;ancak adil yargılayın diyor. Herkes birbirine bakakalıyor. Derken vezirlerden biri çıkıp
    Siz tahtınızdan düşmediniz burası bir rüya alemi diyor. Firavun gülümsüyor evet o zaman suçlu sensin diyor bizi rüyadan uyandıran. Dile benden ne dilersen!
Vezir şaşkın şaşkın ne istediğine karar verirken birden önüne birkaç  kese para atılıyor. Vezir duraklıyor...Firavun Ne o beğenmedin mi diyor.
Vezir haşa kralım diyor. Bilakis ömrünüz uzun olsun. Tanrınız benim ömrümden alıp size versin...Lakin bir istirhamım olacak sizden der demez görevliler keseleri geri alıp krala veriyor. Kral söyle bakalım diyor.
Vezir iki arada bir derede kalıyor. Yüce kralım sarayda size karşı komplo kuracaklar. Fitne tohumu ekiyorlar. Kulaklarımla duydum diyor. Kral keskin bir bakış atıyor vezire. Söyle bakalım kimmiş bu hainler aşağılık yaratıklar.
Vezirin dili tutuluyor. Kekelemeye başlıyor.
Bu sırada kralın oğlu büyük bir hışımla odaya giriyor. Salon bir anda hareketleniyor...Ne olup bittiğini kimse anlayamadan kekeleyen vezir düşüp yere yığılıyor. Kral afkeli öfkeli oğluna dönerek senin ne işin var burda diyor. Oğlu hain veziri öldürmeye geldiğini söylüyor. Bir hamlede yere yığılmış olan veziri hançerliyor. Hazinedar Ağa oğluna doğru yürüyor.

Derken hazinedarı da hançerliyor. Kim kime dumduma derken kral korumalarını çağırarak hepsini öldürün diyor. Korumaların biri kralın üzerine yürüyor. Kral kendini savunmaktan aciz vay kalleş diyor. Demekki fitneci sensin ha. Seni ellerimle öldüreceğim. Kılıcını çekip saldırıyor lakin bu arada karısı salona giriyor. Krala sesleniyor. Sevgili kralım ne yapıyorsunuz öyle.
Kral görmüyor musun be kadın hainleri temizliyorum. Kadın ne haini kralım. Salonda kimse yokki. Sesinizi duyunca geldim sizi merak ettim. Siz  şu anda yalnızsınız. Bir ben bir siz varsınız.

Ah sevgili kralım ah. Yaşlandınız galiba. Gel sarıl bana birlikte çıkıp biraz hava alalım .ikimize de iyi gelir. Kapıdan bir ses gelir. Nah alırsınız havanızı. Havanız benim elimde. Oturun oturduğunuz yerde. Hava işini ben hallederim...
Gel zaman git zaman kral artık doktoru ve ilaçları olmadan bir yere gidemez olmuş. Öksürdüğünde bile doktoruna bakıyormuş. Bir gün doktorunun ölüm haberi gelmiş saraydan. Doktorun oğlu ve kızı adalet isteriz demiş. Olay aydınlansın. Babamızın hiçbir hastalığı yoktu sapasağlamdı.
Kral çocuklarını huzuruna çağırmış ve onlara nasihat etmiş. Çocukların öfkeleri dinmemiş. Kral bu defa yapmayın beni dinleyin devlet aklı budur demiş. Hem tanrılar da böyle istiyordu demiş.

Çocuklardan biri krala ağzına ne geldiyse sayıp sövmüş. Kral bunun üzerine susmuş...Başmuhafızını çağırmış. Kulağına eğilerek bunları al evine götür orada öldürürsün demiş. Onlar çıkar çıkmaz kral balkondan sarayın bahçesine bakmış. Kuru bir kalabalık. Acaba nedir bu diye merak ederken heyecandan olduğu yere yığılmış...
Gözlerini açtığında tanımadığı insanların ona hizmet ettiğini farketmiş. Karım nerde diye sormuş. Ordakiler söylenenden bir şey anlamamışlar. Kralın koluna girerek onu pencereye doğru taşımışlar. Pencereden bakınca kral ne görse iyidir dersiniz?Gözlerine inanamamış. Uzayın sonsuzluğunda dünyadan çok uzaklarda bir uzay aracının içinde olduğunu farketmiş...Burası neresi diye sormuş. Yine cevap veren olmayınca anlamış kendi dilini bilmediklerini. Hangi dilde konuşacağını düşünürken başka dil bilmediğini hatırlamış. El kol ve mimiklerle anlaşmaya çalışmış. Ordakilerden biri bir pankartı ona doğru çevirmiş. Bir de ne görsün üzerinde "GALAKSİMİZE HOŞ GELDİNİZ GALAKSİNİN KRALI...ÇOK YAŞA.ADAYIMIZ SENSİN..." yazıyormuş..." Kan ter içinde uyandım. Hemen googla baktım. Hiçbir yorum yoktu. Üzüldüm tabi...