Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC)  'şantaj kaseti' tartışmasına ilişkin soruşturma sürerken, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ersan Saner hem başbakanlıktan izne ayrıldığını, hem de 30-31 Ekim tarihlerinde yapılacak olan kurultayda genel başkan adaylığını çektiğini duyurdu. Saner, kaset konusunda da UBP'deki siyasi rakibi Faiz Sucuoğlu'nu suçladı.

Saner, Kıbrıs Postası'nın aktardığı yazılı açıklamasında, "Bir süredir kamuoyunu meşgul eden ve yargıya havale edilen olayların ardından kapsamlı bir açıklama yapma gereği duyuyorum. Bir taraftan yaşamakta olduğumuz salgın koşullarında ülke sorunlarının aşılması için Başbakan olarak çaba gösterirken diğer taraftan UBP Genel Başkanlığı için kazanma şansı en yüksek aday konumuna geldiğim kuşkusuzdur. Ancak belli ki, hal böyleyken, UBP Kurultayı’na yaklaşık 10 gün kala birileri kaybetme telaşı içerisinde beni bir komplo ile yarış dışı bırakmayı amaçlamıştır" dedi. 

"Mahkemeye yansıyan ve basında yer alanlardan görülmektedir ki, bana yapılan entrikalar Sucuoğlu merkezlidir" diyen Saner, "Bu konuyu daha da açacağım ama her şeyden önce bilinmesini isterim ki, tüm gücümle bu olay içerisinde yer alan herkese karşı hukuksal bir mücadele vermek için hazırım. Bu hukuk mücadelesini, siyasette entrika ile bir yerlere geleceğini sananlara ve ülkede gücü şantajla elde edeceğini düşünenlere karşı kazanmak benim toplumuma karşı bir görevimdir, borcumdur" ifadelerini kullandı. 

'SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUM'

Ersan Saner, "Bazı şeyler bilinmeli, konuşulmalıdır ki ülke için, partimiz için doğru kararlar verilsin, ekonomik, kimse bir daha siyasi hedef ve ihtirasları uğruna diğerinin özel yaşamının gizliliğini ihlal etmeye cüret edemesin" diye konuşarak, şöyle devam etti:

"Sadece Ulusal Birlik Partisi içerisinde değil, ülke siyasetinde de entrika ile bir yerlere gelmek isteyenlere bu davanın sonucu ciddi bir ders olacaktır. Süreci yakından takip ediyorum; Polisimizin almış olduğu ifadeler ve emareler neticesinde mahkemede yapılan beyanlara bakıldığında maalesef, Faiz Sucuoğlu ve ekip arkadaşlarının bir kısmının bu entrikanın içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bu, hem polisin ortaya koyduğu emaraler, hem de önce Faiz Sucuoğlu’nun söz konusu kurgulanmış videodaki kadın için önce, “haberim yoktur, tanımıyorum, hiç görmedim”, demesi ardından ise, “e işte bir yemek yedik, sosyal medya üzerinden yazıştık” şeklinde itiraflarda bulunması ile de doğrulamaktadır.

'SUCUOĞLU, HEM AİLEME HEM ÜLKEMİZE HEM DE PARTİMİZE KÖTÜLÜK YAPTI'

Polise verilen tüm ifadelerde de Faiz Sucuoğlu’nun başından sonuna kadar olayın içerisinde olduğu netleşmiş gibi görülmektedir. Maalesef kendisi bana yönelik kişilik katliamında başrolü oynayarak hem ülkemize, hem partimize hem de benimle aileme kötülük yapmıştır.

'SUÇUN İŞLENMESİNİ ENGELLEMELİYDİ'

Kendisi benimle ilgili olduğunu ve benim aleyhime kullanılacağını öğrendiği bir video ile ilgili olarak Genel Başkanı olarak bana veya partimizin herhangi bir yetkilisine bunun aleyhime kullanılmasını engelleyici nitelikte bir bilgi vermemekle işin ne denli içinde olduğunu ve neyi amaçladığını şu ana kadar ortaya koymuş durumdadır. Faiz Sucuoğlu benim aleyhime kullanılacak bir videonun kendisine verilmesi teklifi ile karşı karşıya kaldığında bir suç işleniyordu ve kendisi bir milletvekili olarak bunu polise bildirmeli, suçun işlenmesini engellemeliydi.

'SUCUOĞLU MUTLAKA ADALET ÖNÜNDE HESAP VERECEKTİR'

Oysa Faiz Sucuoğlu’nun bırakınız polise bilgi vermesini, suçun işlenmesini engelleme gayreti içine girmesini kendisinin bir kısım ekip arkadaşlarıyla organize bir şekilde  bu suçun işlenmesinde rol aldığı polis beyanlarında ve basın haberlerinde görülmektedir.

Faiz Sucuoğlu “haberim yok, bana tezgah kuruluyor” diyerek kendisini temize çıkaramaz. Eminim ki, Faiz Sucuoğlu mutlaka adalet önünde hesap verecektir. Ben kendisine karşı güçlü bir hukuk mücadelesi vermek için hazırım.

'HUKUK MÜCADELESİNİ SÜRDÜRMEK İÇİN MAKAMA İHTİYACIM YOK'

Bunu bir baba, bir eş, ülkede dürüst siyaset prim verilmesini savunan birisi olarak yapmak zorundayım. Bu mücadelemi UBP’ye ve halkımıza karşı bir borç sayıyorum. Hukuk mücadelesini sürdürmek için bir makama ihtiyacım yoktur. Polis teşkilatımız başta olmak üzere, adaleti sağlayan tüm kurumlarımıza inancım tamdır.  Zaten her vatandaşımız gibi adaletten başka sığınacağım ve güveneceğim bir liman da yoktur. Dolayısı ile hukuk mücadelemi tek başıma yapma noktasında karar aldım.

'BAŞBAKANLIKTAN İZNE AYRILDIM, BİR ARKADAŞIMI VEKALETEN GÖREVLENDİRECEĞİM'

Bu nedenle dün itibarı ile başbakanlıktan izne ayrıldım. En kısa süre içinde bir arkadaşımı vekaleten görevlendireceğim. Artık benim için kişisel bir mücadeleye dönen “UBP ve ülkemiz için temiz ve adil bir siyaset” algısı için verilecek hukuki mücadele önceliğimdir.

Bu nedenle, ailem, evim UBP’nin daha fazla zarar görmemesi adına parti genel başkan adaylığından da bu an itibarı ile geri çekildiğimi belirtmek isterim. Tabanda güçlü bir şekilde ‘adaylığın devam etmeli’ baskısı var. Bunu biliyor ve herkesten beni anlayışla karşılamalarını rica ediyor destekleri için candan duygularla teşekkür ediyorum…

'KOMPLOCULARA, ENTRİKACILARA KARŞI TAVIR KOYMAYA DAVET EDİYORUM'

Bu andan itibaren bir UBP üyesi ve neferi olarak, partimizin de yalanlardan, entrikacılardan, halkın refahını kendi siyasi ikbalinden sonra görenlerden temizlenmesi için de elimden geleni yapacağım. Siyasi hayatım boyunca hiçbir yolsuzluk yapmadım, çalmadım, kamu kaynağını siyaset için kullanmadım, hiçbir karanlık çevre ile iş birliği içerisinde olmadım. Sadece dürüstlüğüme güvendim.

Bu noktadan sonra da adalet ve dürüstlükten asla taviz vermeyeceğim. Hukuk mücadelesinin her aşamasını şeffaf bir şekilde kamuoyuyla ve partililerimle paylaşacağım. Gelinen aşamada tüm UBP’lileri  22’nci Olağan Kurultayımızda komploculara, entrikacılara karşı tavır koymaya davet ediyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”