"Din, Yaratıcı' nın koyduğu ilahi nizamları önemsemek; onları el üstünde tutmak; yaratılanlara karşı merhamet ve şefkatle davranmaktır; insana huzur verir; manevi dünyasını zenginleştirir." derdi büyüklerimiz.

Lakin siyasi bir kalıba sokulmak istendiğinde huzur vermekten çıkmaya başladığını da eklerlerdi. Esasında din, yoksulun ve ezilenin dilinde bir çığlıktır; isyanın dilidir.

Egemenlerin dilinde ise afyona dönüşür.

Bastırmanın dilidir; uyuşturmanın dilidir. Tarihte hep böyle olmuştur; hiç değişmemiştir...

Adına ne derseniz deyin insanları zayıf noktasından yakalamaktır; yani, inançları üzerinden bir yola sokup sürekli zikzaklar ve manevralar yaptırmak bir süreliğine fayda sağlar muktedirler için.

Lakin sonuç itibarıyla gelinen nokta, siyasetin baskıladığı yeni bir dinin ortaya çıkmasıdır.

Din adamlarının uzlaşmaz tavırları, agresif tavırları da cabası...

Sürekli sonuçsuz tartışmalara girmeleri, üstünlük iddiaları ve ortak bir kanaatte birleşememeleri de bunun üzerine tuz biber eker. Bir zaman sonra herkesin kendine göre doğru olduğuna inandığı bir din ortaya çıkar ve her grup en doğrusunun kendisi olduğuna sanal alemdeki hutbeleri ve fetvalarıyla vurgu yapıp durur...

Bütün bunlar yaşanırken, yeni bir nesil vardır bu olup biteni anlamaya çalışır; izlemededir; manevi arayışının adını koymaya çalışır.

Kafası karışıktır; onları ikna etmek zordur. Sorgulayıp dururlar ne oluyor böyle diye...Bir karar vermek isteyenler de kendilerince en doğru kararı verdiğini düşünüp bir yola girerler... Bir kısmı da bu karışık dünyanın içine girip de kafasını yormak istemez; kıyıda köşede kalır kendince...Oysa ki İlahi Kitap neyin doğru neyin yanlış olduğunu apaçık ortaya koymuştur.

Şeytanın ya da iblisin yani kötülüklerin izinden gitmeyin, der.

Kim kötülüklerin izinden giderse bilsin ki o şeytan, çirkinlikleri ve olumsuzlukları telkin eder...

Keşfedin gerçekleri der insana ve buna göre bir yol tutmanızı öğütler...

Sadece benimle konuşun,  beni anın ki ben de sizi anayım, der.

Tek mevlanız ve tek dostunuz benim, der herkese. Olduğun gibi dosdoğru ol der ve ekler: " İman edip salih amel işleyenlere Rahman bir sevgi verecek ve onları birbirine sevdirecektir..."