Özlemindi, çocukluk yıllarına geri dönmek için yola koyuluşların; çok uzaklardan kopup gelmelerin...

Hayal kurarken bile yorgun düşen gözlerinden ve kalbinden akıp giden serzenişlerin...

Kötü hatıraları silmek isteyişlerin ve güzelliklere gülümseyişin...

Dönüşün sınırlı da olsa anlam katacaktı sana ve sevdiklerine. Olmadı sevgili dostum olmadı; sevdin amma sevdiremedin kendini bir türlü. Dönüşün tekrar hatırlattı sana sıradan yaşamları ve sıradan insanları...

Sıradanlaştırmaktan da zevk alan insanları göreceksin tekrar; hayret edeceksin; şaşıracaksın!

Oysa ki sen ne şaşkın, ne de hasretlik sahnelerin adamı değildin.

Çekecekler seni aşağıya, sıradanlaştırıp hiçleştirecekler diye üzüleceksin belki de ...
Ama sen izin verirsen!

Vermezsin aşırılıklara pirim, etmezsin onları baş tacı!

Ve bir sabah düşersin yine yollara, gerçekten seni seven bir avuç insanın yanına dönmek için yanıp tutuşurcasına.

Ait olduğun yeri düşlersin amma, senin yerini bir sen değil, senin için çarpan yürekler bilir; selam durursun onlara, "ben geldim dostlar; ben buraya, size aitim" der ve gülümsersin geçmişine inat...