Haberlobi - Spor Servisi // İtalyan basınından Fatto Quotidiano, "Trabzonspor, İstanbul'un eski zenginleri ile alay ediyor" başlıklı haber yayınladı.
Trabzonspor'u ve Trabzon'u anlatan haberde şu ifadeler kullanıldı:
Trabzonspor, ligde birinci sırada ve 37 yıldır eksik olan şampiyonluğu evine getirmeyi hedefliyor. Anadolu kulübü, metropolün hakimiyetinin üstesinden gelebilmek için eski Serie A yıldızlarının karışımından bir takım kurdu. Hamsik, Gervinho, Bruno Peres, Cornelius, Vitor Hugo ve Denswil...
"Bana ait olanı istiyorum, istiyorum çünkü o benim; beni bekliyor..." 90'ların sonundaki bu kült şarkının nakaratları Türkiye'de Süper Lig lideri Trabzonspor'un ruh halini be isteklerini anlatmak için mükemmel görünüyor.
Türkiye'de ülkenin ekonomik ve siyasi kalbi İstanbul'dur. Üst liglerde şampiyonluğu Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Başakşehir'in şampiyonluğunun dışında yalnızca Trabzonspor ve Bursaspor kazanabildi.
Tıpkı İtalya'da Juventus, Inter ve Milan gibi, üleknin her köşesinde Türk taraftarlar takımlarını destekliyor. Bunun tek istisnası; Anadolu'nun Karadeniz'e bakan kuzeydoğu kısmındaki Trabzon şehrinin bulunduğu yerdir. 1967'de kurulan ve kuruluşundan kısa bir süre sonra Aston Villa'dan alınan bir dizi forma ile şehir takımının Bordo-Mavi renklerini kucaklayan bir inanç oldu.
Trabzonspor'un şuanki başkanı Ahmet Ağaoğlu, 1976 yılında Trabzon tarihindeki ilk şampiyonluğu kutlarken; aynı zamanda İstanbul dışı bir takımın kazandığı ilk şampiyonluğa denk gelen bir öğrenciydi. Ağaoğlu, bunun tamamen sportif yönün ötesine geçen bir olay olduğunu hatırladı. "Şampiyon olan sadece Trabzon değil, Anadolu'nun tamamı, hatta Türkiye'de İstanbul'un gücüyle özdeşleşmeyen herkes. Sanki Türkiye'de yeni bir ses yükselmişti” dedi. Sonraki yıllarda Trabzonspor, ilan tahtasında en az beş şampiyonluk ve bir yıldıza ulaşana kadar kazanmaya devam etti.
2010-11 sezonunda Burak Yılmaz'ın golleri ile Fenerbahçe ile ligi eşit puanla lider tamamladı. Bu sezonun ardından Türkiye'de şike olayları patladı ve Fenerbahçe UEFA tarafından diskalifiye edildi. Karar daha sonra CAS tarafından onandı.
14 Eylül 2011'de Gasperi'nin İnter'ini San Siro'da 1-0 yenerek Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçında galibiyet alan Trabzonspor, UEFA önelemelerinden ayrılmış ve henüz tam olarak toparlanmamış bir takımdı. UEFA'nın açıklamalarına rağmen TFF bu ünvanı Trabzonspor'a vermeyi reddetti.
10 yıl sonra Trabzonspor'a şans tanıyan bilançolar oldu. İstanbul'un büyük takımlar borç içinde ve Anadolu'daki rakiplerine göre dört kat daha yüksek bir bütçeye sahip olmalarına rağmen büyük harcamalarla mali dengesizliklerle karşı karşıyalar. 2018 yılına kadar Trabzonspor da finansal olarak zor durumda olan bir şirketti.
Ancak sıkı maliyet politikası on yıl sonra Trabzonspor'a yeni bir şans veren mali bilançolar oldu. İstanbul'un büyük şirketleri borç içinde ve Anadolu'daki rakiplerine göre üç dört kat daha yüksek bir bütçeye sahip olmalarına rağmen, ciddi muhasebe dengesizlikleri yaratan eşit derecede büyük harcamalarla karşı karşıyalar. 2018 yılına kadar, Trabzonspor finansal olarak da risk altında olan bir şirketti, ancak sıkı bir maliyet sınırlama politikası (maaş maliyetleri yılda 40 milyondan 20 milyona indi) kulübü çok fazla spor performansını etkilemeden eski haline getirmeyi başardı.
Mutlu Pazarlar Büyük Trabzonspor Taraftarı 🤗 pic.twitter.com/MIkLhwgzBC
— Trabzonspor (@Trabzonspor) December 5, 2021
Hem iyi yetiştirilmiş altyapı oyuncuları hem de iyi takviyelerle toparlanan Trabzonspor, Yusuf Yazıcı'yı 16 milyon Euro'ya, Alexander Sörloth'u 20 Milyon Euro'ya sattı.
Şimdiki kalecisi Uğurcan Çakır ve oyun kurucusu Abdülkadir Ömür gibi altyapı ürünü ve büyük lig tecrübesi almış sporcuların karışımı ile kadro kuruldu. Örneğin eski Serie A futbolcuları Marek Hamsik, Gervinho, Bruno Peres, Andreas Cornelius, Vitor Hugo ve Stefano Denswil takımda bulunuyor.
Anahtar kelime: Hem sportif hem de ekonomik denge!
37 yıl önceki başarı hala yaşanabilir durumda. Ağaoğlu, "Hiç şüphe yok ki harika bir sonuç olurdu" diyor. Sözlerini, "İnsanların sayılara atfedilmiş kupalar kazanan İstanbul'daki takımların aksine, biz de bir farklılık var. Burada ünvan değil, insanlar kökenlerine inanılmaz derecede saygı duyuyorlar."