Trabzonspor, Süper Lig'de uzun süre liderlik koltuğunu bırakmadı ve Antalyaspor maçıyla birlikte bitime 3 hafta kala şampiyonluğunu ilan etmeyi başardı.

Bordo-mavililer, bu zafer yürüyüşünde neler yaşadı ve hangi kritik eşikleri aştı?

AVCI'NIN BİR SEZON ÖNCEDEN HAZIRLANMASI

Trabzonspor, Beşiktaş'ın şampiyonluğuyla sona eren 2020-2021 sezonuna Eddie Newton önderliğinde başladı. İlk 8 haftada yalnızca 5 puan topladılar ve düşme hattında yer aldılar. Bu karamsar tablonun ardından göreve Abdullah Avcı getirildi ve belki de bu sezonki başarının ilk temelleri atılmış oldu.

Göreve geldikten sonra 'Önce savunmayı toparlayacağız' diyen Avcı, ilk 6 maçında kalesinde yalnızca 2 gol gördü. Hücum hattındaki sıkıntılar devam etse de tecrübeli teknik adam, her maç sonunda 'gelecek sezonu' işaret etti. Bordo-mavililerin oyunu her hafta gelişmeye devam ederken takıma kalite katılması gerektiği de ortadaydı.

ERKEN BİTEN TRANSFERLER

Abdullah Avcı ile birlikte alınan puanlarla ligi 4. sırada tamamlamayı başaran Trabzonspor'da gözler yapılacak transferlere çevrildi. Geçtiğimiz sezonun devre arasında Anastasios Bakasetas ve Berat Özdemir kadroya katılarak iskelet oluşturulmaya başlanmıştı.

Yaz döneminde Galatasaray'da başkanlık seçimi, Fenerbahçe'de teknik direktör arayışları ve Beşiktaş'ta Sergen Yalçın belirsizliği yaşanırken Trabzonspor, Cornelius, Marek Hamsik, Bruno Peres, Gervinho ve Manolis Siopis gibi yıldız isimlerin transferlerini kamp öncesinde bitirmeyi başardı. Bu isimlerin ligin başlamasıyla birlikte takıma uyum sağlamış olmaları ve hemen katkı vermeleri dikkat çekti.

FENERBAHÇE GALİBİYETİ VE RAKİBİNİN DÜŞÜŞÜ

Galatasaray, yaz döneminde yaptığı operasyonla birlikte 'zaman' isterken Beşiktaş ise Şampiyonlar Ligi'ndeki ağır fikstürle boğuşuyordu. Fenerbahçe ise Vitor Pereira ile önemli bir ivme yakalamış ve liderlik koltuğunda oturuyordu. Ligin 8. haftasında Trabzonspor, evinde sarı-lacivertlileri konuk ederken rakibinin 1 puan gerisindeydi. O haftadan sonra hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmadı. Henüz maçın 3. dakikasında geriye düşen bordo-mavililer, sahadan 3-1'lik galibiyetle ayrılarak liderlik koltuğuna oturdu. Bu maçın ardından rakibi Fenerbahçe'nin 5 maçta yalnızca 1 galibiyet alması da Avcı ve öğrencilerini rahatlattı.

RAKİPLERDEKİ KRİZLER VE BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER

Sezona flaş transferlerle başlayan son şampiyon Beşiktaş'ta puansız biten Şampiyonlar Ligi serüveni ve ligdeki üst üste kayıpların ardından Sergen Yalçın dönemi sona erdi. Siyah-beyazlılar güçlü bir figürünü kaybederken tartışmalar eşliğinde göreve gelen Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, yalnızca 3 hafta sonra veda etti. Galatasaray tarihinin en başarılı teknik direktörü olarak gösterilen Fatih Terim ise 1 ay sonra görevden alındı. Rakiplerdeki bu değişimler de zaten yarışta önde olan Trabzonspor'un elini iyice rahatlattı.

REKOR GALİBİYET VE YENİLMEZLİK SERİLERİ

Sezona çok iyi bir başlangıç yapan Trabzonspor, ilk yenilgisini 11 Aralık'ta ligin 15. haftasında Antalya'da aldı. İkinci yenilgisi de bu kez 14 hafta sonra Rize'de geldi. Geçen sezon ve bu senenin başıyla birlikte üst üste 27 maç kaybetmeyen bordo-mavililer, 1994-1995 sezonunda 12, 1995-96 sezonunda 14 maç olmak üzere art arda 26 maçlık yenilmezlik serisini geçmeyi başardı.

KONYASPOR TEHLİKESİ, İSTANBUL'DA SONA ERDİ

Ligin 23. haftasında gelindiğinde Trabzonspor, ezeli rakiplerine ciddi farklar atmış olsa da Şampiyonluk yolundaki en ciddi engel Konyaspor gibi görünüyordu. Konya ekibi, üst üste aldığı galibiyetlerle liderin 9 puan gerisinden takibini sürdürüyordu. O dönemde bordo-mavililerin de oyunun düşüşler olduğu konuşuluyordu.

Avcı'nın öğrencileri, Torrent yönetimindeki Galatasaray ile İstanbul'da karşı karşıya geldi. Mücadelenin ilk yarısında istediği hiçbir şeyi sahaya koyamayan Trabzonspor, tatmin etmeyen oyuna karşın yetenekleriyle maçı kazanmayı başardı. Karşılaşmada Galatasaray'ın 1-0 öne geçmesine karşın Bakasetas ve Visca'nın 6 dakikada işi çözmesi, büyük çoğunluğa göre 'şampiyonluk alameti'ydi.

TARAFTAR VE ŞEHRİN KENETLENİŞİ

Trabzonspor'da şampiyonluğa gitmek için iyi bir takım, iyi bir teknik adam ya da son dakika gollerinden daha fazlasına ihtiyaç vardı. Elbette takımıyla bütünleşmiş, camiasına inanmış bir taraftar gereklidir. Abdullah Avcı, 1.5 sezon boyunca verdiği mesajlarla onları gerektiğinde coşturdu, gerektiğinde ise sukunete davet etti. Takım ve taraftar uyumu her geçen hafta artarken tribünlerin enerjisi, geçtiğimiz yıllardan çok daha farklıydı. Şimdi ise hem takım hem taraftar ve tüm camia için kutlama zamanı geldi.