Konumuz traş. Tabi ki mecaz anlamda olanı değil, köpeklerde traş işlemi. Öncelikli olarak bilmemiz gereken şey şu, köpekler canlı bir halı gibidir , sürekli tüy değiştirir ve tüt dökerler! Bölgesel veya genel bir açıklık oluşmadığı , ciltte pullanma veya kabuklanma , aşırı bir yağlanma ile rahatsız edici bir koku oluşmadığı sürece köpeklerde tüy dökümü normaldir. Esasında bu normal durum bize anormal geldiği için de köpeklerimizi traş ettiririz , üstelik bunun için de kendimize yalan söyleyerek. Çok bunalıyor. Cildi hava alsın. Terliyor. Çok rahat ediyor. Vs vs vs. Oysaki tüyleri yalıtım malzemesi gibi düşünmek gerekir. Yazları sıcaktan ve güneşin yakıcı ışınlarından, kışları da soğuktan koruyan. İşte biz köpeklerimizi traş ettirdiğimiz zaman , onları bu koruyucu tabakadan mahrum bırakmış oluyoruz. Sizlere sunduğum kısacık bilimsel makale , Aslan traşı denilen , baş bölgesinde tüy bırakılıp, vücudun diğer bölgelerinin traş edilmesi işlemi ile, vücudun maruz kaldığı ısı yükselişini açıklamaktadır. Peki bizler neden köpeklerimizi traş ettiriyoruz? Ettiriyoruz çünkü, esasında bizler köpeklerimizin döktüğü tüyden rahatsız oluyoruz ve yaptırılan traş sonrası üç, dört ay gibi bir süreliğine rahata eriyoruz! Peki bu kısır döngüden nasıl kurtulabiliriz? Öncelikle bilmemiz gereken şey şu, köpekler tüy döker ve buna engel olamayız, yani köpeği seven, tüyüne katlanır. Sonra şuna dikkat etmeliyiz; İstediğimiz köpek ırkını değil, şartlarımıza uyan köpek ırkını edinmeliyiz. Yani bahçeli bir eve alınması gereken köpeği, apartman dairesine almamalıyız! Yaşadığımız şehir deniz kıyısında ve yüksek neme sahip ise, bu duruma uygun olmayan köpek ırklarını almamalıyız. Hülasa , dünyada 750-800 kadar köpek ırkı olmasının bir sebebi olduğunu unutmamalı, saf ırk köpeklerin beğenilen bir çok özelliklerinin yanında , ırklarına özel bazı zorluklar taşıyabileceğini bilmeliyiz. Bu sebeple, bu özellikleri öğrenerek , onlara en uygun bakım ve besleme şartlarını sunabilecek isek , edinmeliyiz.