Sektördeki mevcut durumu değerlendiren MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu, “ Yaklaşık iki yıldır dünyayı etkisi altına alan Covid 19 salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz ekonomisine de çok ciddi zararlar verdi. Bu olumsuz etkiler ve de son bir yıl içerisinde döviz kurunun aşırı fiyat değişikliği ile birlikte inşaat temel malzemelerine sıra dışı fahiş fiyat artışlarına neden olmuştur. Bu fahiş fiyat artışları ile birlikte tabi ki inşaat sektöründe iş yapan müteahhitlerimiz bu anlamda çok büyük sıkıntılar yaşadılar. En büyük sıkıntıyı yaşayanda kamuya iş yapan müteahhitlerimizin yaşadığını biliyoruz” dedi.

Kamu müteahhitlerinin fiyat farkı verilmesi yönünde taleplerinin olduklarını dile getiren Bülbüloğlu, “ Bu anlamda şu anda mecliste de görüşülen kamu müteahhitlerimizin fiyat farkı verilmesi yönünde taleplerimiz var. Bu taleplerimiz, tabi ki birinci aydan itibaren biz bu fiyat farkının kapsam altına alınması talebinde bulunuyoruz. Şu anda görüşülen taslakta altıncı aydan itibaren fiyat farkı verilmesi söz konusu bu müteahhitlerimizin tam anlamıyla müteahhitlerimizin sıkıntısını giderecek bir taslak değildir. Bunun birinci aya çekilmesi yönünde talebimiz var. Bu birinci aya çekilmesiyle birlikte tabi ki inşaat temel malzemelerinde ihracatında biraz artmasından dolayı ülkemizde ve iç piyasada malzeme sıkıntısı tedarik sıkıntısı yaşanıyor. Bu tedarik sıkıntısına bağlı olarak hem kamu müteahhitlerinin hem de özel sektöre iş yapan kat karşılığı inşaat sözleşmeli işlerde müteahhitlerimizin işlerinin geciktiğini biliyoruz. Bu anlamda ek süre verilmesi ve bu kanun taslağına ek süre konulması talebi de müteahhitlerimizin ve kamuoyunun talebidir. Bu fiyat farkı verilmesi sadece müteahhitlerin değil kamuoyu adına çok büyük bir yarar sağlayacaktır. Yaklaşık kırk bin müteahhit eğer bu fiyat farkı verilmez ise veya gerekli fiyat farkı verilmez ise iflasın eşiğindedir. Bunların batması alt tedarikçilerin ve kamunun çok büyük zarar görmesi anlamındadır. Çünkü şuanda tekrar o işi üç beş katı fiyatına vermesi söz konusu bu anlamda bu doneler ciddiye alınarak fiyat farkının kamu müteahhitlerimize ek süre verilmesi talebimizdir” ifadelerine yer verdi

İki yıldır inşaat malzemelerinde artış olduğunun altını çizen Bülbüloğlu, “ İki yıldır inşaat malzemeleri artıyor son bir yıldır yaklaşık yüzde 300 artan inşaat temel malzemeleri Cumhurbaşkanımızın açıkladığı ekonomi modeli paketi ile birlikte Döviz’in yaklaşık yüzde 40 düşmesi neticesinde bir indirim bekliyoruz. Bu indirimi demir ve bazı alüminyum ve PVC firmaların haricinde her hangi bir geri dönüş olmadı. Bunun aksine şuanda çimento fabrikalarının biz müteahhitlere gönderdiği bilgide 4 Ocak itibarı ile Çimento’nun tonunda KDV 115 TL zam yapılacağı bilgisini aldım. Bu kabul edilebilir bir şey değildir bu hükümetimizin gayret ve çabasını baltalamaktan başka bir şey değildir. Bu anlamda biz gerekli yerleri gerekli kurumları rekabet kurumunu göreve davet ediyoruz. Bu artışın önüne geçmesini ve piyasanın indirim sağlamasını hem vatandaşımız adına hem de konut ve kira fiyatlarının düşmesi adına tüm kamuoyuna talebimizdir. 4734 Sayılı Kamu İhale Kanuna göre iş yapan meslektaşlarımızın, yüklenicileri oldukları işlerini; Covid-19 salgının dünya ve ülkemiz ekonomisine olumsuz etkilerine bağlı temel inşaat malzemelerine gelen sıra dışı fahiş fiyat artışları ve tedarik zorluğu nedeniyle işlerini tamamlayarak teslim edebilmeleri için sözleşme hükümlerine bakılmaksızın reel piyasa fiyatlarında ek ilave fiyat farkı verilmelidir. Bu fiyat farkının yeterli olmadığı devam etmesi mümkün olmayan işler için de şartsız tasfiye hakkını içeren kararnamenin biran önce çıkması kamu projelerini üstlenen yüklenici meslektaşlarımız için zorunluluk arz etmektedir. Kamuya iş yapan yüklenicilerin sözleşmelerinde fiyat farkı ile ilgili madde olup olmadığına bakılmaksızın tamamına reel fiyat farkı düzenlemesi firmaları yaşadığı finansal çıkmazdan kurtaracak kamu projelerinin sekteye uğramadan devam etmesini sağlayacaktır. Aksi takdirde firmaların teminatları yanacak ve ihale yasaklısı olmak suretiyle devam eden projeleri yarım kalarak iflas durumuyla yüzleşecektir. Bu durum kendileri ile birlikte onlarca alt tedarikçiyi de batırmaya sebep olacaktır. Daha sonra yarım kalan kamu projeleri çok daha yüksek fiyatlarla tekrar ihale edilmek zorunda kalınacak ve ciddi ölçekte kamu zararı olacaktır. Bu durum, Türkiye ekonomisinin ve istihdamının sekteye uğramaması açısından büyük önem arz etmektedir. Sonuç olarak hükümetimizin bu konuyu ivedilikle çözüme kavuşturmasını talep etmekteyiz” şeklinde konuştu.

“Kamu İnşaat taahhüt sektöründe yaşanan mevcut ana sorunlar”
Yaşanan ekonomik nedenlerden dolayı yüklenici firmaların malzeme tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Bülbüloğlu, “ Covid-19 salgınının dünya ve ülkemiz ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri ve döviz kurlarındaki dalgalanma sonucunda inşaat malzeme fiyatlarında fahiş artışlar yaşanmıştır. Mevcut fiyat farkı hesaplama sistemi ve TÜİK verileri, gelen olağanüstü reel fiyat artışlarından kaynaklanan farklarını karşılamamaktadır. Yüklenicilerin hak edişlerinde aldıkları fiyat farkı oranı ile reelde yaşanan artışlar arasında %100’ün üzerinde fark bulunmaktadır. Ayrıca bir kısım işler anahtar teslimi şeklinde ihale edildiğinden sözleşmelerinde fiyat farkı bulunmadığından hiçbir oranda fiyat farkı alamamaktadır. Bu durumdaki firmalar çok ciddi zararla karşı karşıya kalmaktadır. Covid-19 salgınının ekonomideki olumsuzlukları azaltmak adına salgın döneminde; %3 oranında alınan stopaj vergisinin %5 oranına yükseltilmesi ve yine 3/10 oranında kesilen K.D.V tevdiatının 4/10 oranına yükseltilmesi bu sektördeki firmaları zor duruma sokmuş ve finansal açıdan ilave bir yük oluşturmuştur. Covid-19 salgını ve devamında döviz kurunun yükselmesi nedeniyle üreticilerin tamamı daha çok yurt dışına mal satma yoluna gitmiştir. Bu nedenle de yüklenici firmalar malzeme tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşayarak, taahhüdündeki işlerin tesliminde gecikmeler yaşamaya başlamışlardır.

“Temel inşaat malzemelerinde KDV indirimi getirilmeli”
Bülbüloğlu açıklamasında; “Yüklenicisi olduğumuz işlerle ilgili esas talebimiz; gerek yüklenici gerek kamu menfaati açısından işlerimizi tamamlamaya yeterli olabilecek reel oranda fiyat farkı verilerek işlerin bitirilmesi, zira feshedilen işlerin daha sonra iki katına ihale edilerek tekrar yaptırılmasının devlete maliyeti daha pahalıya mal olacak ve işler gecikecektir. 2- Reel Piyasa Fiyatlarına uygun fiyat farkı ödenmesine rağmen finansal ve teknik olarak devam etmesi mümkün olmayan işler için şartsız tasfiye hakkı tanınması, 3- Temel inşaat malzemelerinden özellikle demir, çimento, cam, alüminyum, elektrik kablosu, mdf vs. başta olmak üzere KDV indirimi getirilmesi, ihracat konusu olan tüm yapı malzeme kalemlerinin yurt içine verilen miktarının artırılmasının sağlanması, sektörümüzü hem tedarik hem de fiyat yönünden rahatlatacaktır. 4- 01/01/ 2021 tarihinden bu yana sadece malzeme fiyat artışlarını gerekçe göstererek işi yapamayacağına kanaat edip daha büyük zararlara sebep vermemek için işi bırakıp teminatı irat kaydedilenlere teminatlarının iadesi ve ihalelerden yasaklarının kaldırılması (kendi geçmiş kusurlarından dolayı ilgili idarelerce yaptırıma muhatap olanları kapsamaz.) 5- Söz konusu işlerin fesihleri, başka idarenin değil ilgili idarenin inisiyatifinde ve fesih şartları kanununa göre belirlenmelidir. 6- Devir işlerinde KİK payı ve karar pulunun da alınmayacağı açıkça belirtilmelidir. 7- Tasfiye edilen işlerin sözleşmesi aşamasında ödenen vergiler kalan işlere oranla iade edilmeli, fesih edilen işlerde yapılan imalatlar, puantaja göre değil, yerinde tekrar gerçek imalat seviyesine göre belirlenmelidir. 8- Piyasada oluşan istikrarsızlık ve aşırı zamlar nedeniyle bir kısım malzeme tedarik sorunları kaynaklı ve finansal aksaklıklar sebebiyle, işini zamanında teslim edemeyen müteahhitlerimiz ve idareleri zor duruma bırakmıştır. Bu sebepten mağdur olan yüklenicilere en az 90 iş takvim günü ek süre verilmelidir. 9- Özel sektörde kat karşılığı iş yapan müteahhitlerin de 9. maddede belirtilen gerekçelerden dolayı mağdur olduklarını, sözleşmelerin sürelerine bakılmaksızın arsa sahipleri ve konut teslim sözleşmelerine ilaveten 12 ay ek süre verilmelidir” diye konuştu.