İmar hukuku sisteminde plan hiyerarşisinin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Tıpkı pozitif hukuk normları arasında olduğu gibi planlar arasında da tümden gelim yöntemine uygun bir sıra düzeni geçerlidir. Dolayısıyla normlar hiyerarşisindeki kademelenme ve uygunluk ilkesi imar planlaması bakımından da karşımıza çıkmaktadır.

İmar hukuku sisteminde plan hiyerarşisinin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Tıpkı pozitif hukuk normları arasında olduğu gibi planlar arasında da tümden gelim yöntemine uygun bir sıra düzeni geçerlidir. Dolayısıyla normlar hiyerarşisindeki kademelenme ve uygunluk ilkesi imar planlaması bakımından da karşımıza çıkmaktadır.

Nazım ve uygulama imar planı bağlamında konu ele alındığında; bu planların ülke ve bölge planlarına uygun olması gerektiği gibi varsa üst düzey fiziki plan kararlarına da uygun olmasının yasal bir zorunluluk olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla üst düzey planlar yapılması zorunlu olmasa bile yine de eğer yapılmışsa artık bunların görmezden gelinebilmesi hiç kuşkusuz mümkün değildir. Üst düzeydeki plan kararlarına uygun olmayan bir imar planının yasal dayanağı bulunmadığı için iptale mahkûm olduğunu vurgulamak gerekmektedir.

Örneğin çevre düzeni planında doğal karakteri korunacak bir alan olarak ayrılmış bir yer uygulama imar planında farklı bir kullanıma tahsis edilecek olursa plan hiyerarşisine aykırı bir durum ortaya çıkar.

İmar kanunu düzenlemesinde aralarındaki hiyerarşik ilişkinin en belirgin olduğu plan türleri nazım ve uygulama imar planlarıdır. Bunu da 5.maddeden çıkarmak mümkündür.

İmar Kanunu md.5 “Nazım İmar Planı; …uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, …plandır.

Uygulama İmar Planı; …nazım imar planı esaslarına göre çizilen …plandır.”

Bu tanımlara bakıldığında kanun bir yandan nazım imar planlarının uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenleneceğini belirlemekte, diğer yandan da uygulama imar planlarının nazım imar planı esaslarına göre çizilmesini şart koşmaktadır. Dolayısıyla baktığınızda bu iki vurgu, plan hiyerarşisi ilkesinin bilhassa nazım ve uygulama imar planları bakımından tanımda açıkça normatif düzleme yerleştirildiğini de ortaya koymaktadır. O bakımdan da plan hiyerarşisi sadece ilkesel bir kural değildir. Aynı zamanda İmar Kanunu’nda da bunun normatif dayanaklarını bulmak mümkündür.

Yani planların zaman içerisindeki izlenimi, kontrolü, gözden geçirilmesi ve değişikliği gündeme geldiğinde bu değişikliklerin plan hiyerarşisine aykırı olmaması için alttan üste değil, üstten alta bir biçimde yapılması icap etmektedir.