Haberlobi ve Seymenoğlu Tv Haber ekibi bu Pazar (kolluk kuvvetleri izniyle) seyahatteydik. 

Rize - Artvin köylerinin ve doğasının güzelliklerini, buralarda yapılan çalışmaları inceledik. 

Tek kelimeyle harika bir gündü.

Dört mevsimi aynı günde yaşadık desem abartmış olmam...

Güneş, yağmur, kar, sıcak ve soğuk hepsini belli aralıklarla yaşadık..

Bu güzergahı ilk kez kullandığım için tedirgin ve ürkektim. 

Yollar nasıl, hava nasıl, nereden gideceğim, nereden döneceğim, neyle karşılacağım, yollar kapalı mı açık mı, 

hepsi bir muamma idi... Teknolojinin gözünü seveyim, neyse ki imdada yetişiyor....

Öncelikle yollardan bahsedeyim, yollar genel anlamda muazzam...

Klasik söylemdir bu iktidarın yol konusunda hizmetleri lakin gerçektir de...

Ana yolların büyük kısmı duble gidiş-geliş ve asfalt...

Birçok bölümde tünel ve yol genişletme çalışması var. 

Koca koca araç gereçler, iş makinaları, onlarca çalışan personel görmeniz mümkün hem de pazar olmasına rağmen....

Ovit tüneli zaten kelimeler yetersiz kalır. Gerçekten harika olmuş. İçeride ışıklandırmalar, uyarı levhaları, acil yardım alanları vs harika...

New York Times meydanından araçla geçiyor gibi hissediyorsunuz kendinizi, bazı özel renklerle ışıklandırılmış alanlardan geçerken....

O kadar uzun yol kat ediyorsunuz ki tünelin içinde ucu bucağı yok, muhtemelen baya bir km tasarrufu oluyor, eskiye nazaran....

Tünelin çıkısında duble+duble bir yol çıkıyor karşınıza.... Kısacası sınıfı her anlamda geçiyor...

Tabi maliyetleri, ihale şart ve koşulları nasıldır, yapımında neler olmuş, neler bitmiştir, bunlar ayrı bir tartışma konusu, girmiyorum oralara...

Yolun bitiminde Erzurum'un İspir ilçesine ulaşıyorsunuz ve iki yol ayrımı var, Bir taraf Erzurum' a diğer taraf Yusufeli-Artvin tarafına gidiyor...

Küçük şirin kasaba gibi bir yerde buluyorsunuz kendinizi, çay, kahve, kahvaltı, et, yakıt, lavabo vb ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir ortam mevcut...

Enfes şekilde pestil, köme çeşitleri, arasında fındık ezmesi, cevizler, kuruyemişler tadabileceğiniz bir mekan da bulunuyor...

Biz ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra Yusufeli-Artvin yoluna devam ettik. Buradan sonrası yol tek şerit, virajlı ve meşakatli diyebilirim...

Bölgenin coğrafi koşulları baya zor, taşlar, kayalar, dağlık bir alan ama müthiş manzaralar, göller, tepeler, aklınız yerinden çıkar....

O yolların zorluğu size tırıs geliyor adeta... Cennetten bir kesit sunuluyor sanki....

Sadece orada değil tabi İkizdere, Ovit buralarda da yaşıyorsunuz bu güzellikleri.....

Hele O İkizdere-Çamlık köyü neydi öyle, aman allahım ! ... Şu an gözümün önüne tekrar geliyor da o yeşillik, o meralar, çayırlar, o şirin evler, o manzara.....

Muhteşem desem tamamlar mı bilmiyorum, ben Cennet Burası demeyi tercih ettim açıkcası....

Sisli, puslu bir havadan bir anda açık bir havada bu köyde buluyorsunuz kendinizi ve işte zoru geçtim ve cennete geldim dercesine.....

Ufak ve iş görebilir yemek yerleri, seyir terasları, piknik yerleri de güzelleştiriyor ve cazip kılıyor köyü...

Köyden çıkışa doğru ilerliyorsunuz ve bir anda pat, kış mevsimi geri geliyor... Sis ve sağlı sollu buz kaplamış dağ etekleri karşınızda....

Sanki gizli bir el o köyün etrafını çevrelemiş ve tüm güzellikleri oraya verip, giriş ve çıkış arasını koruma altına almış gibi....

Tekrar İspir-Yusufeli güzergahına dönecek olursam burada bulunan Çoruh Nehri devasa ve muhteşem manzaralar oluşmasını sağlamış..

Mavi-yeşil arası bir su, eteklerinden uzanan dağ, taş, kaya parçaları.... Zaman zaman ortaya çıkan o yeşil alanlar, çay bahçeleri, meyve bahçeleri.....

İnanamayacağınız çeşitte ve türde meyve ağaçları bulunuyor. Tahmin edemeyeceğiniz ürünler burada yetişiyor....

Ceviz, kiraz, kuşburnu, dut, elma, armut , çay, yonca aklınıza ne geliyorsa....

Göl kenarına, düzleştirilmiş bir araziye yapılmış bir havuzlu ev gördüm ki aman Allahım o nasıl güzel düşünce ve zevk tabi ki de para.....

Orada bir süre vakit geçiren insanın yaşlanma, sinir, stres gibi tüm sıkıntılı duygulardan arınmaması mümkün değil....

Resmen terapi merkezi, harika bir yaşam alanı, keyif yeri.... Bu tarihte kimse yaşamıyordu tabi boştu, dolu olsa kesin giderdim yanlarına...

Bir de gölü tam ayakları altına alan, enfes manzaralı bir tesisin inşa edildiğine tanık oldum. Devlet destekli proje.. Helal olsun, düşünen ve yapana....

Trabzon'dan 2-3 saat sürse bile oraya proje tamamlandığında kesinlikle gidip, manzaranın tadını çıkarıp, et/balık yemek isterim....

Dört mevsim demiştim ya işte onun güzellikleri olduğu gibi tabi zorlukları da oluyor...

Yolda rastladığım insanlara '' Ya ne şanslısınız, Cennette yaşıyorsunuz '' dediğim de aldığım cevap bunu doğruluyor ;

'' Yeğenim, sen bir de buranın kışını gör, tabi öyle bir kaç saat gezmek güzel, bir de burada yaşa bakalım '' 

Sanırım bu cevap her şeyi açıklıyor... İklim ve coğrafik koşullar sürekli yaşamı elbette zorluyor...

Soğuk, yağmur, kar ve sis ile sürekli mücadele etmek, yaşamak durumundasınız.. Öncelikle buna çözüm arayacaksınız....

Sonrasında tabi geçim kaynağı yaratmak şart.... Geçinmek için genellikle hayvancılık ve yetiştiricilik (tarım) hakim... En çok da hayvancılık....

Bu işler zor zanaatlerdir, her babayiğit harcı değildir...

Velhasıl yaşamak ve ayakta kalmak zordur...

Şunu fark ettim, Trabzon köylerinden çok daha güzel doğaya, yeşilliğe, manzaralara sahip Rize ve Artvin yöresi...

Turizm patlamasını Trabzon'un yaşıyor olmasının en büyük sebebi Şehir Merkezinin Rize ve Artvin' den çok daha gelişmiş olması....

Her türlü imkan ve şartların Trabzon'da barınıyor olması, ikamet için burayı önemli kılıyor....

Bu yüzdendir ki herkes önce Trabzon'a geliyor, burada yiyip içiyor, burada kalıyor fakat gezmek için Rize, Artvin tarafına gidiyor....

Benim de tavsiyem, Trabzon'a gelin, Trabzon Hotellerinde kalın, Trabzon'da yiyip için, doğa ve manzara görmeye Rize-Artvin' e gidin....

Trabzon' da Uzungol, Sümela, Sera Gölü, Ayasofya, Atatürk Köşkü, Tonya-Erikbeli, Sultan Murat, Hıdırnebi gibi yerleri görmeden de dönmeyin...

Değerli okurlar, Haberlobi ve Seymenoğlu Tv ailesi olarak sizlere görüp gezdiklerimizi aktardım. Umarım canınız çekmiş, seyahat planı yapmışsınızdır...

Pandemisiz bir yaz, harika bir turizm dönemi diliyorum....