Günümüzdeki haberleşme ve iletişim teknolojisini, geldiği nokta itibariyle düşünürsek, büyük ölçüde, küresel liderlerin elindeki en büyük güç olduğunu söylemek gerekiyor! Medyayı kim ya da kimler kontrol ediyorsa, doğal olarak zihinleri de onlar kontrol ediyor...Propaganda savaşı da denilebilir buna. Kim daha çok sesini duyuruyorsa doğru o imiş gibi görünüyor! İnanıyor, insanlar işte...

Teknoloji altyapısının yaygınlaştırılması, küresel para oyunlarının da ekranlar üzerinde yürütülmesini kolaylaştırıyor. "Sermayenin ya da paranın milliyeti yoktur" görüşü, teknolojik kolaylıklar sayesinde, gün geçtikçe önem kazanıyor. 

Öyle anlaşılıyor ki sevgili dostum; son yıllarda çalışmadan para kazanma denilen bir anlayış da güç kazanıyor. Kripto paradan tutun da, borsaya, dövize, altına, diğer finansal yatırım kuruluşlarına ve ortaklıklarına uzanan geniş bir yatırım alanından söz ediyoruz. Herkeste bir merak bir ilgi var ki, sormayın gitsin; anlayabilene de aşkolsun... Bilmeyen veya oynamayan yok gibi! Salgin bir hastalık gibi insanların zihnini esir almış sanki! Arz-talep doğrultusunda veya spekülatif oyunlarla gelişen bir tokatlama mantığının hakim olduğu şeyleri millet olarak sevdiğimiz tescilli zaten...Bir de yüksek kâr payı veren finans kuruluşlarına kapılıp da akıbeti belli olmayan bir sürece girenler de az değil. Açıkçası, hiçbir şey yapmadan, sadece belli bir sermaye ile yüksek  kâr vaat edenleri tokatlamak isteyen binlerce insandan bahsediyoruz. Lâkin tokatlamaya giderken, en nihayetinde tokatlanacağını hiç düşünmeyen basireti bağlanmış bir kitle bu! Hemen her Allah'ın günü gözler ekranlarda, yorum üstüne yorum yaparlar. Bıkmadan usanmadan konuşup dururlar. Yatırımları kazandı mı, kaybetti mi diye sürekli takipteler. Bazısı, kârını bulduğu zaman hemen satar; başka bir yatırıma yönelir; bazısı da, daha fazla kazanacağını ve değerlerin  yükseleceğini düşünerek bekler; bazısı da, değer kaybedince rakamlar yükselinceye kadar uzun bir bekleyişe girer...Kazanırlarsa kendi başarılarından, kaybederlerse dünya koşullarından kaynaklandığını iddia ederler veya başka gerekçeler bulurlar..! Üstelik, teknoloji altyapısı çok gelişmiş sistemler bunlar ve insanları ikna etmesi de bir o kadar kolay oluyor. Cazip tekliflerle yola çıkılıyor. Daha büyük kazanma hayalleri veya ek gelir oluşturma planları yapanların sayısı da hayli fazla...Uzun vadede, çoğunluğun cebindeki tasarruflarını eritme yöntemi bunlar. Hep büyükler kazanmıştır; bu arenalarda sevgili dostum! Küçük yatırımcılar ise birer av veya kobay! Çoğunluğun küçük sermayesini azınlıkta olan ceplere aktarma operasyonu da diyebilirsiniz...

Velhasıl kelâm sevgili dostum; kolay ve kat be kat kazanma arzusu insanları zıvanadan çıkarıyor. Üstelik ekranlarda, yatırım şirketleri büyük paralar harcayarak reklâm üstüne  reklâm veriyorlar! Aralarında ciddi bir rekabet de var elbette! "Oynayın" denilmiyor; "yatırın, kazanın" deniliyor. Kaybetmekten ve riskten bahseden hiç kimse yok gibi!

Küresel sistemin de desteklediği bu üçkâğıt oyununu millet olarak çok sevdiğimiz kesin! Kumar eskiden masada oynanırken  sevgili dostum; şimdi ekranlarda telefonun ya da bilgisayarın tuşlarına basarak oynanıyor. Adına da, yeni dünya düzeninin gerçeklerinden biri diyorlar. Öyle kabul ettirmek istiyorlar; beyinlere nakşediyorlar...Allah korusun..! Sen, sen ol sevgili dostum; içindeki şeytanı yak ve ondan kurtulmaya bak..!

İster yeni dünya düzeni de, ister soygun düzeni; sonuçta herkes paranın peşinde sevgili dostum! Sonuçta ne mi olacak? Her şeyin bir sonu var elbette! Allah bilir!