Hiçbir şey renklerin gizemini ve mucizesini çözemedi sevgili dostum!

Sadece seyretmekle ve haz almakla meşgul...

Sorgulamadı gökkuşağının renk cümbüşündeki güzelliği ve bu renklerin yeryüzüne yansımasını.

Papatyanın, gülün, lalenin, yaseminin, erguvanın ve daha nicelerinin varlık nedenini hiç düşünmedi bile...
İnsanlar, yorgun, bıkkın, yılgın, heyecanını ve enerjisini kaybetmiş; çok şeyi bir görev ve sorumluluk  bilinciyle yapadursun; doğadaki her bir çiçek ve ağaç, kendini ifade etmek için yeşermekte; filizlenmekte ve urun vermek için adeta birbiriyle yarış yaparcasına günbegün değişikliğe imza atmakta. İnsanoğluna "ben burdayım, beni izle, benle konuşmak istersen burdayım " dercesine meydan okumakta hiç de geri durmaz...Doğa, ilham doludur; bereket ve üretkenliğin simgesidir; bazen kısa, bazen uzun ömürlü bir varoluş ve yok oluşun sahnesidir; insan hayatı gibi...
İnsan, inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan ve kendi zihninden daha huzurlu, daha sakin hiçbir yer bulamaz sevgili dostum!

Ruhunun derinliklerinde buluşturduğu her nesneyi bir değere dönüştürmekle meşguldür. Kendine de can verir çevresine de...

Keşfeder  cevherinin zenginliğini, cesaret bulur bedeninde ve öylece bir amaca bağlanmayı kutsal bir iş ve oluş sayar...
Tasarlar, zihnindeki hayallerini ve umutlarını sergilemek istercesine.

Elbette kimseye yaranmak ve üstünlük kurmak değildir derdi; örnek insan  olmanın peşindedir...Bilir ki, herkesin anlama gibi bir eğilimi olamayacağını...

Lâkin zaman anlatacaktır hayallerinin peşinde olan insanların hikayelerini...

Birileri maceraperest, birileri hayalperest, birileri de alem adamdı diyecektir elbette...

Diyecektir demesine de, hakkında konuşup ahkam kestikleri insanların, insanlık aleminde bir yeri olduğunu elbette farketmeyeceklerdir. Kendilerinin ise anlatacak güzel  bir hikayeleri olmadığını anladıklarında artık geç kaldıklarını kabullenecek ve hayalperest dedikleri insanların aslında tutunacak dalları olan insanlar olduğuna karar vereceklerdir. Anlaşılmak istiyorsan sevgili dostum; derin derin düşünüp az ve öz  konuşacak, sabırlı ve gayretli olacak, alinteri dökecek,  zihnini zinde tutacak; görünür ve kalıcı işlerin peşinde olacaksın!
Sonunda "insan amellerinden sorumludur" deyip ruhunla barışık yaşayıp öyle de terki diyar edeceksin.

Birileri "öldü"  diyecek ama ilahi güç, seni ebediyete kadar insanlık aleminin dilinde ve kaleminde yaşatmaya devam edecektir!

Sen artık bir bilge, bir sevgi adamı, bir kahraman, bir şövalye ruhlu cesur adam, gerçeklerin peşinde olan dürüst bir insan olarak yaşayacaksın gönüllerde!