Evet sevgili dostum; "sigara öldürür" tabirini, pek çok ülke, mavi bandrollü sigara paketlerinin üzerine yazıyor; insanın gözünün içine içine sokuyorlar bu yazıyı! Ülkemizdeki paketlerin üzerinde ise güya sigaradan insanları soğutmak ve nefret ettirmek için iğrenç fotoğraflar koyuyorlar; bununla da kalmayıp, "tütün dumanı kansere yol açtığı bilinen 70'den fazla madde içerir. Sadece bir inme, sizi çaresiz bırakabilir. Sigara, en büyük inme nedenidir." gibi ibareler yazıyorlar. Ayrıca, sigara bırakma merkezleri kuruyorlar. Buraya kadar insan sağlığı veya toplum sağlığı adı altında her şey güzel! Peki işin gerçek yönünü bileniniz var mı? Mesela onlarca çeşit sigaranın vitrinleri işgal ettiğini; her geçen gün Türk piyasalarına yeni yeni ürünlerin sokulduğunu...Siz bakmayın belli bir yaşın altındakilere sigara satılmadığına...Dostlar alışverişte görsün misali, her şey bir formalite gibi görünüyor! Bu ülkede tütün tüketimi azalmıyor; tersine kaçak sigaraları ve sarma tütünleri hesaba katarsanız kullanım miktarı gün geçtikçe artıyor. Zaten yerli tütünün de esamesi okunmuyor artık...Bu konu, hiç de gündem konusu değil  siyasetçiler ve devlet aklı için...Öyle anlaşılıyor ki, devlet aklı, sigaradan elde edilen özel tüketim vergisinin azalmasını istemiyor...Türk maliyesinin sağlam  sıcak para kaynaklarından biri açıkçası. Yasal bandrollü sigaraların fiyatı arttıkça, ister istemez tiryakiler de başka seçeneklere yöneliyorlar. Bu sıralar, Adıyaman tütününden tutun da, Akçaabat tütününe kadar onlarca çeşidi orda burda satılıyor. Hatta bir sektöre dönüşerek, makinelerde kaçak  yollardan doldurulup pazarlanıyor. Kalitesiz sigaralar el altından ucuz fiyatla alıcı buluyor. İran'dan ya da Irak'dan geliyor.  Avrupa'da sigara fiyatları ülkemizin alım gücüne  göre pahalı olduğu için gerek Gürcistan'dan, gerekse Bulgaristan'dan gelen kaçak sigara yok gibi artık!

Velhasılı kelam sevgili dostum; sigara öldürür elbette! Önce nefes darlığı yapar; koah yapar; akciğer kanseri yapar! Peki sigara tek başına bu kadar tehlikeli mi, yoksa başka tehlikeler de mi var? Mesela; tereyağında yapılan hileler! İnek yağına belli oranlarda  bitkisel margarinlerin veya kremanın karıştırılması...! 

Elbette bu günün sorunu değil gıdada sahtekârlık  yapmamız! Çok eskilere dayanıyor...Bundan 120 yıl önce de, tereyağında üç kağıt dönermiş. O zamanlar hayvansal yağa "helvacı kabağı" denilen kestane kabağı ve mısır unu da katılırmış! Çok az da tuz atıldığı için tereyağları kısa zamanda ekşir ya da bozulurmuş. O dönemin şikâyet  konularından biri elbette! Ya günümüzde sevgili dostum! Sağlıklı ürünleri mi tercih ediyoruz; yoksa ne olduğu belirsiz ucuz gıda ürünlerini mi? 

Evet, sigara öldürür de, öldüren diğerleri ne olacak! Tek günah keçisi sigara demek ki! Bak sevgili dostum; sigaraya zıt oluyorsun da, halkın tükettiği gıda ürünlerinde sahtekârlık  yapanlara neden zıt olmuyorsun! Yoksa özel tüketim vergisi tatlı mı geliyor?