Şu, düşündürücü çağımızda, daha da düşündürücü olan, bizim hâlâ düşünmüyor olmamızdır sevgili dostum! 

Gerçekleri söylemenin, hem bir vatandaşlık görevi ve bilinci, hem de ibadet olduğunu çoğu kez unutuyoruz...

Doğal olarak insan, inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan daha huzurlu ve daha sakin başka bir yer bulamıyor...
İlâhi kelamın satır aralarına girdiğinizde, hayata dair çok şey bulmak ve öğrenmek mümkün:

"Her toplumda, kibirli ve kendini her şeyden üstün ve varlıklı gören kişiler çıkar. İşledikleri suçlarla orada hile ve aldatmacaya dayalı bozulmuş ve kokuşmuş bir düzen kurarlar. Fakat bu kimseler, dünyada ve ahirette kendilerini beklemekte olan kötü sonun farkında değillerdir. Kurdukları hile düzeni, esasında kendi aleyhlerine işlemektedir... Hakikatlere veya gerçeklere karşı direnenler, inatçı, gururlu ve kibirlidirler; ısrarla içine düştükleri o bataklıkta şeytanları ile başbaşadır...

Yeni ve doğru fikirlere karşı direnip onunla alay edenlerin, sonuçta dünyadaki haksız saltanatı sona erecek; ahirette de, Allah'ın huzurunda hesaba çekilip ceza görecektir...

Din adamları, yeni ve doğru fikirler karşısında, otoritelerini ve menfaatlerini kaybetmemek için bunları yalanlama yoluna giderek, gerçekleri halktan saklarlar; böylece dini kendi menfaatleri karşılığında satarak, Allah'a verdikleri sözü bozmuş olurlar. Bütün bunlara karşı, hakikati açıkla ve uygulamalarınla onlara örnek ol!...

Mevcut sistemden, yani, kokuşmuş düzenden beslenen ve otorite sahibi olan âlimler dahi olsa, karşıt görüşleri, yeni ve doğru düşünceleri inkâr ederler; gerçekleri reddederler ve iman edenlerin aklını çelmeye çalışırlar...
Suçsuz insanlara iftira atarak, kendilerini temize çıkarmaya çalışanlar vebali çok ağır bir günah işlemiş ve kendilerini perişan etmiş olurlar...
Büyük medeniyetler kuran ve güçlü olan toplumlar da, gerçeklere yüz çevirdikleri ve kendilerini yenileyemedikleri için tarih sahnesinden silinmiştir...

Geleneksel görüşleri savunanlar, Kur'anın getirdiği hakikatleri, inatla inkâr edecekler; gördükleri şeyin bir tür aldatmaca ve göz boyama olduğunu öne süreceklerdir...İnkârlarından vazgeçmeyen toplumların akıbeti, tarihin derinliklerinde yerini almıştır...Yeni ve doğru fikirleri savunanları, bu davalarından vazgeçirmek için onlara dünya malı teklif ederler..."

"Başkalarını küçümseyici tavırlar, çirkin ve düşüncesiz insanların işidir. Allah, insanları zenginliklerine göre değerlendirmez.. Dava sahibi bir avuç insan dahi olsanız, kendi geleceğiniz için birlikte hareket edin ve kötülüklerden uzak durun! Allah'ın vaadi gerçekleşecektir; O'nun gücünün üstünde güç, hükmünün üstünde hüküm yoktur...İnandığınız davada, başkalarının küstahlıklarına aldırmadan, sabırla yolunuza devam edin! Davanız uğruna verdiğiniz mücadelede, hakaretlere maruz kalabilirsiniz, sıkıntılar yaşayabilirsiniz, başarısızlıklarla karşılaşabilirsiniz; canınıza ve malınıza yönelik saldırılara maruz kalabilirsiniz. Bütün bunlarla baş etmek için her türlü fedakârlıkta bulunmanız, gerektiğinde canınızı ortaya koymanız gerekecektir; inancınızın yasakladığı kötülüklerden uzak durup emirlerine uyarak, mücadeleye devam ederseniz, sonunda mutlaka zafere ulaşırsınız...

Allah, kendisine iman eden, emirlerine uygun yaşayan ve zorluklar karşısında  sabredenlerin yaptıklarını karşılıksız bırakmaz...İnananlar olarak, tehditlere aldırmayın; korkmayın; tehditler karşısında sabırlı ve kararlı olun ve Allah'a güvenin..."

"Allah'ın lütfuyla bahşedilen şeye cimrilik edenler, kendilerine hayırlı sanmasınlar! Cimrilik ettikleri mal, boyunlarına tasma yapılacaktır. "

"Etrafınızdakilere yumuşak davranın; katı kalpli ve sert mizaçlı olmayın; yoksa çevrenizi dağıtırsınız...Onların kusurlarını effedin; hatta bir işte de görüşlerini alın; azmedin, sonra da tevekkül edin!"

"Size karşı kin ve nefret duygusu besleyenler, size bir iyilik dokunursa rahatsız olurlar; başınıza bir kötülük gelse rahatlık duyarlar!"

"Allah'ın, insanları birbiri ile savması olmasaydı, yeryüzü kesinlikle fesada uğramıştı..."

"İnanıp barışa ve iyiliğe yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı önerenler hüsrandan kurtulmuştur.
Mal biriktirip de onu sayıp duranlar, sanırlar ki, malı kendini sonsuzlaştıracaktır. Bunlar, yüz yüze veya arkadan çekiştiren, kovuculuk yaparak insanları birbirine düşüren, kaş göz işareti yaparak alay eden her kişi lânetlenmiştir..."

Velhasılı kelam sevgili dostum; "Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir de güneş vardır.”

Hani var ya, bir de hırsız ne çalarsa hırsız olur sorusu...? İşte size aklımızın erdiği cevaplar:
Emek çalar
Para çalar 
Yaşam enerjisini çalar
Duyguları çalar
İyi niyeti çalar
Şefkati çalar
Merhameti çalar
Sevgiyi çalar
Sosyal çevreyi çalar 
Huzuru çalar
Mutluluğu çalar
Zamanı çalar
Güveni çalar ve daha neler neler sevgili dostum...!