Tuhaf bir milletiz doğrusu sevgili dostum! Efsaneleri, mitolojileri, masalları, hikâyeleri, destanları ve kıssaları seviyoruz vesselam! Fantastik olan her ne varsa hiçbirini kaçırmıyoruz! Sevmekle, dinlemekle ve izlemekle kalmıyor; inanıyoruz da üstelik! Duygusal zekâmız buna yatkın galiba; genetik kodlarımız da büyülenmiş ve efsunlu gibi...Kehaneti, büyüyü ve fal muhabbetlerini de seviyoruz; bunlarsız yapamıyoruz.
Hatta "fala inanma, falsız da kalma" biçiminde bir deyiş de, Türkçemizde yerini almış...Fal bakmayı ve baktırmayı meşru hale getirmek için insanların kendilerine söyledikleri pembe yalanlardan biri gibi dursa da, malesef böyle...! Özellikle bayanların ilgi alanında varlığını daha çok hissettiriyor bu işler... Nedense, bu falcı denilen eskinin kahin ruhlu tipleri hep revaçta; bazıları da çok meşhur! Olağanüstü mucizevi yetenekleri varmış gibi, insanları büyülemişler; basiretlerini bağlamışlar ve hatta özellerine de girmişler...Yasal olmayan bir iş yapsalar da, müşterileri hiç eksilmediği gibi artıyor üstelik...Bunların diğer ayağını medyumlar oluşturuyor sanki! Bu konu, hem psikologların, hem psikiyatristlerin, hem de sosyologların araştırma alanına giriyor; daha ileri gidemiyoruz. Ama sonuçta hayal satan, insanların ruhunu okşayan bir sektör olduğu kesin. Adı ne olursa olsun, tarihin en eski mesleklerinden birini icra ediyorlar. Müşterileri için iyisi de var, kötüsü de, ucuzu da var, pahalısı da. Her neyse, en akılcı insanlar bile merak ediyorlar bu tiplerin ne diyeceklerini...Bir de cinleri olduğunu ve her şeyi yaptırabileceklerini iddia eden büyücü tayfası var ki, hiç sormayın! Bunların hikâyeleri daha derin sularda yüzüyor. Varlıklı insanların peşinde koşmakla meşguller. Saadet zincirinin diğer bir versiyonu gibi...Adları çoğu kez dolandırıcılıkla anılıyor...
Velhasılı kelâm sevgili dostum; her insan hata yapabilir ve boşluğa düşebilir; derin kederlere ve hüzünlere dalabilir; enerjisi dibe vurabilir. İnanç diyoruz; sevgili dostum; inanç! Ne inancımızda, ne de akıl dünyamızda böyle mucizevi şeyler asla yok! Mucize insanın kendisidir; kendi aklı ve becerileridir. Başkalarından mucize bekleme devri biteli binlerce yıl oldu. İlahi kelâm da buna noktayı koymuşken, halen revaçta olması bir bakıma, tamamıyle akıl tutulması işlerden biri...Ne inanç, ne de akıl bunun üstesinden gelemiyor malesef!Bugün çağdaş dünyada, dünya gerçeklerinden haberdar, donanımlı yöneticiler, liyakat sahibi bürokratlar toplumu akıl çağına taşıyor. Hayalperest ve maceraperest yöneticilerin eline düşmüş bir toplum ise felakete sürüklenmekten asla kurtulamıyor! İnsanları koyu bir kaderciliğe sürükleyip bütün enerjisini aldıkları yetmezmiş gibi, zamanını da çalıyorlar; servetini de...Allah korusun...!