"Hem dostuna, hem de düşmanına iyilikle davranabildin mi dostum!

Böylelikle dostunun sevgi ve muhabbeti artacağını, düşmanının ise kin ve öfkesinin azalacağını düşündün mü?

Hükümdarın ferasetsiz olanının tavrı şöyle olur; Küçük düşmanı ihmal edip ciddiye almadığı halde, 
Dostuna öyle dayanak verir ki, 
Bir gün gelir düşmanlık yapar.

Her nimet için şükretmek vaciptir. 

Zenginliğin şükrü sadaka vermek,
Padişahlığın şükrü, halkı koruyup iyi davranmak, 
Hükümdara yakın olmanın şükrü, halkın hayrı için çalışmak, 
Mutlu olmanın şükrü, ihtiyaç sahiplerinin dertlerini dinlemek, 
Güçlü olmanın şükrü ise güçsüzlerin elini tutmaktır.

Ey rahatlık içinde uyuyan!

Biraz da uykusuzları düşün!

Ey yürümeye gücü yeten kimse!

Yürüyemeyen birinin koluna gir;

Elin geniş ise sıkıntı içinde olanlarla paylaş; Geçmiştekilerin neler yaptığına ve yanlarında neler götürdüklerine iyice bir bak.

Ölüp gittikten sonra mazlumların çektiği zulümler sona erdi;

Ama vebali zalimlere kaldı. 

Doğrusunu istersen, sağlık içindeki dervişlik;

Rezil rüsvalık ile padişahlık etmekten daha üstündür..."