Türk Medeni Kanunu kabul edildiği ilk yıllarda evlilik içi doğan çocuklar ile evlilik dışı doğan çocuklar arasında statü farklılıkları bulunmaktadır. Bu durum sadece Türk Medeni Kanunu’nda değil, kaynak kanun olan İsviçre Medenî Kanunu, Alman Medenî Kanunu ve Fransız Medenî Kanunu’nda da aynı şekilde düzenlenmişti.

1970 yılında Alman,1975 yılında İtalyan ve 1978 yılında da İsviçre hukukunda yapılan kanun değişiklikleri ile evlilik dışı çocukların hukukî statüsü, evlilik içi çocukların hukukî statüsü ile aynı duruma getirilmiştir. Türk Hukukunda ise, Medenî Kanunun neseple ilgili hükümlerinde bugüne kadar önemli bir değişiklik yapılmamıştır. Kanunda değişiklik yapılmamış olmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi, Anayasamızda yer alan “eşitlik” ve “ailenin ve çocuğun korunması” ilkelerine dayanarak, 1981 ve 1987 tarihli kararları ile, evlilik dışı çocukların durumunu iyileştirmeye çalışmıştır.

Anne ile çocuk arasındaki soybağı doğumla birlikte kurulmaktadır. (TMK 282/1).Baba ile çocuk arasındaki soybağı; evlilik içerisinde doğum, tanıma ve babalık davası ile kurulabilmektedir (TMK 282/2)

Evlilik birliği dışında doğan çocuklar annenin kütüğüne kaydedilmektedir. Evlilik birliği içerisinde doğan çocuklar ise babanın soyadı verilerek babanın kütüğüne kaydedilmekte, velayet ise her iki tarafa da verilmektedir.

Evlilik birliği dışında doğan çocuğu tanıma ile nüfusuna almak isteyen baba nüfus memuruna, aile mahkemesine ve konsolosluğa yazılı başvuru ile yapabilir. Noter senedi veya çocuğun kendisinden olduğunu belirten bir vasiyetname ile de yapabilmektedir.

Babanın tanıma için ilgili kurumlardan birine başvuru yapmasıyla birlikte başvurduğu ilgili kurum çocuğun kayıtlı olduğu nüfus müdürlüğüne durumu bildirmesi gerekmektedir. Ama çocuk annesinin velayeti altında değil de vesayet altında bulunuyorsa ilgili makama tanıma bildirimi yapılmaktadır. Bu durum sonucunda yasal süreç gündeme gelmektedir. Bu süreç de babalık davasının açılması ile gerçekleşmektedir.

Evlilik birliği dışında doğan çocuk babası olarak başka bir kişinin nüfusunda kayıtlı ise tanımak isteyen kişi biyolojik babası olsa bile bu mümkün değildir.Ancak bu soybağı ortadan kalktığı zaman tanıma yoluna gidilebilmektedir. (TMK 295/3)

Eğer tanıma yoluyla çocuğu nüfusuna alan babanın gerçek babası olmadığı anlaşılırsa kurulan soybağının ortadan kaldırılması için tanımanın iptali davası açılması gerekmektedir. Tanımanın iptali davasını baba, anne, on sekiz yaşını geçen çocuk, çocuk ölmüşse alt soyu veya diğer ilgililer açabilmektedir. Soybağı kamuyu ilgilendirdiği için Cumhuriyet Savcısı’na ve Hazine’ye de davayı açma hakkı verilmiştir.
Tanımanın iptal davası açma süresi; tanıyanın, iptal sebebini öğrendiği veya korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı anlaşıldığı andan itibaren bir yıl içerisinde ve her durumda tanımanın gerçekleştiği andan itibaren beş yıl içinde dava açması gerekmektedir. Söz konusu durumdaki çocuk ise ergin olmasından itibaren bir yıl içerisinde davayı açması gerekmektedir.

Boşanan çiftlerde nüfus kaydı, boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren üç yüz gün içerisinde evlilik birliği dışında doğan çocuk boşanılan kocanın nüfusuna kaydedilerek gerçekleştirilmektedir.(TMK285/1). Ama kadının boşanmanın kesinleşmesinden sonra aile mahkemesine başvurarak iddet ve müddetin kaldırılmasını talep etmesiyle mahkeme tarafından hamile olup olmadığına dair hastaneden belge istenmektedir.

Evlilik dışı çocuğun nüfusa kaydedilmesi için annenin nüfus cüzdanı aslı ve hastane doğum belgesinin bulunması gerekmektedir. Eğer babanın nüfusuna kaydedilecekse, baba çocuğu noter senedi ile tanımışsa tanıma senedinin aslının olması gerekmektedir.

“İnsаnlаr еşittir. Fаrk doğuştаn dеğil еrdеmdеn doğаr.” Voltаirе