Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören, erkeklerde görülen sertleşme bozukluğuna ilişkin bilgiler verdi. Durumun penis sertleşmemesi ya da yeterince devam ettirilememesi olarak tanımlandığını belirten Op. Dr. İşgören, sertleşme bozukluğunun partnerlerin yaşam kalitesini de olumsuz etkilediğini söyledi. Genellikle 40 yaş erkeklerde görüldüğünü belirten Op. Dr. İşgören, 40 ile 70 arasında görülme sıklığının yüzde 50 civarında olduğunun tahmin edildiğini dile getirdi.

Şok dalga tedavisi kalıcı düzelme sağlıyor
Sertleşme bozukluğunda ‘LI-ESWT’ adı verilen düşük yoğunluklu şok dalga tedavisinin umut vaat ettiğini söyleyen Op. Dr. Egemen İşgören, “Sertleşme bozukluğu olan hastalar, ağızdan alınan ilaçlar ve penise uygulanan ilaçlar gibi cerrahi dışı tedaviler ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Ancak bu tedaviler kalıcı düzelme sağlamamaktadır. Penis protezi yerleştirilmesi ise özellikle yandaş hastalıkları olan kişilerde taşıdığı riskler nedeniyle pek çok hasta tarafından reddedilmektedir. Sertleşme bozukluğu tedavisinde ağızdan kullanılan ilaçların günlük ve uzun süreli kullanımıyla dokuda düzelme sağlanabilmektedir. Benzer etkileri ile düşük yoğunluklu şok dalga tedavisinin bu amaçla kullanımı günümüzde giderek artan bilimsel çalışmalar ile desteklenmekte ve olumlu sonuçlar alınmaktadır” dedi.

Sertleşme bozukluğunun nedenlerinden bahseden Op. Dr. İşgören, “Damarsal nedenler, sigara ve alkol tüketimi, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları, hormonal yetersizlikler, ruhsal ve zihinsel sorunlar ve diğer hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar” ifadelerini kullandı.

Altta yatan nedenin bulunması şart
Sorunun tam olarak tespit edilmesinin tedavinin başarı oranını arttırdığını dile getiren Op. Dr. Egemen İşgören, “Tedavi öncesi altta yatan sorunun ne olduğunun anlaşılması ve hastanın tedaviye uygun olup olmadığının belirlenebilmesi için mutlaka doktor muayenesi yapılmalıdır. Kan analizi ve radyolojik görüntüleme ile sertleşme sorununun sebebinin ortaya konulması gerekir. Sorunun tam olarak anlaşılması tedavinin başarı oranını artırır. Hastaya ön değerlendirme yapılmaması ve tetkiklerinin değerlendirilmemesi tedaviden faydalanma ihtimalini azaltır. İşlem sertleşme bozukluğuna yol açabilecek hormonal ya da sinirsel hastalığı olmayan, damarsal sorunlar nedeniyle sertleşme bozukluğu yaşayan hastalar için uygundur” şeklinde konuştu.

"Şok dalga tedavisi doğal iyileşme sağlıyor"
Şok dalga tedavisini anlatan Op. Dr. İşgören, “Uzun yıllardır böbrek taşı tedavisinde kullanılan şok dalgaları, vücutta belli bir noktaya odaklanmış enerjiyi taşıyan ses dalgalarıdır. Hedef dokuda mekanik stres oluşturarak mikro travmalara neden olur. Bu stres ve mikro travma vücudun doğal iyileşme mekanizmalarını harekete geçirir. Dokudan salgılanan ve damar oluşumunu tetikleyen faktörlere bağlı yeni kan damarları oluşumu ile dokuda kanlanma artışı görülür. İşlem ofis koşullarında yapılır, hastaneye yatış gerektirmeden, doktor ve teknisyen tarafından uygulanır. İşlem sırasında anestezi ve sakinleştirici gerekmez. Herhangi bir yan etki bildirilmemiştir. İşlem sırasından ve sonrasında ağrı, peniste yaralanma, morarma gibi istenmeyen etkiler otaya çıkmaz ve hastalar işlem sonrası günlük hayatlarına devam edebilirler. İşlem penisin faklı bölgelerine özel bir cihaz yardımıyla yönlendirilen şok dalgaları ile yapılır. Her biri yaklaşık 15-20 dakika süren seanslar düşük ve orta düzeyde sertleşme bozukluğu olan hastalarda hafta 2 gün 3 hafta süreyle, ileri düzeyde sertleşme bozukluğu olan hastalarda haftada 2 gün 6 hafta süreyle uygulanır” diye konuştu.