Haberlobi - Haber Servisi // Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi ekonomist Prof. Dr. Tahsin Bakırtaş, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kur artışına dikkat çeken Bakırtaş, "Bunu birkaç aydır sürekli gündeme getiriyorum. Türkiye sabit bir kur yakın olan sürüklenen kur sistemine geçti ve kuru tutmaya çalışıyor. Ama kuru tutarken bazı sorunlarla karşılaşıyor ve bu nedenle zorluklar yaşıyor. Kuru tutmak gittikçe zorlaşıyor. Merkez Bankası politika arayışına giriyor. 13 lirayla başlayan kur 4 ay içerisinde 16 lirayı geçti. Yakın gelecekte bu daha da hızlanacak." ifadelerini kullandı.

Bakırtaş sözlerini, "Ekim ayında bir model değiştirdik güya cari açık yerini cari fazlaya bırakacaktı o nedenle de biz cari fazla verdiğimiz için ödemeler bilanço düzelecek ve dövize ihtiyacımız azaltacaktı. Bunun böyle olmadığı görüldü. İlk üç ayda 18 milyar dolar cari açık verdik." ifadeleri ile devam ettirdi.

İŞLER GİTTİKÇE ZORLAŞACAK
Ekonomik krizin derinleşeceğine dikkat çeken Tahsin Bakırtaş, "Bir taraftan borcumuz nedeniyle dövize olan talep artarken, diğer yandan mevcut dış yapımız gereği dövize olan ihtiyacımız da artıyor. Döviz olarak ağırlıklı olarak Dolar ve Euro kullanıyoruz. Bu nedenle işler bizim için gittikçe zorlaşacak" dedi.

Ekonomist Tahsin Bakırtaş, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Fırtınayı dindirmek için"
ABD faiz artırarak bilanço küçülterek kendi parasını piyasaya savurduğu dolarları geri istiyor. Bütün ülkeler faiz artırımına gidiyor çünkü FED’in ortaya çıkardığı fırtınayı dindirmek için faiz artıyorlar. Avrupa Merkez Bankası da tıpkı FED gibi Temmuz ayında Faiz artırımına hazırlanıyor ve bilanço küçültmesi gündemde. Tüm bunlar Türkiye’nin içerde uyguladığı yanlış politikaların sonuçlarını ağırlaştırma olasılığı giderek artıyor.

Ellerindeki enstrümanlar bitti
Gelişmiş ülkeler faiz artırırken, sıkı para politikası uygularken, bizim gibi ülkeler için sıkı para politikası çok gerekli iken biz aksine faizi yüzde 14’e düşürdük. Orda da tutuyoruz. Bu politika devam ettiği sürece biz doları 16,17, 18 diye takip ederiz. Kur korumalı mevduat gibi yöntemler konusunda sorulan soruya Baktıştaş, “Ellerindeki enstrümanlar bitti. Kur korumalı mevduat çok önemli yük binmesine sebep oluyor. Şimdide başka enstrümanlar arıyorlar.

merkez-bankası-haberiçi

"Polisiye önlemlerle sürdüremezsin"
Polisiye yöntemler devreye sokuyorlar o da olmuyor. İhracatçı, ihracattan elde ettiği dövizin önce  Yüzde 25’ini, şimdi de %40’ını Merkez Bankasına yatırıyor. Sonra kendisine lazım olan doları çıkıp piyasadan arıyor. Aynı şey oluyor. Aba altından sopa gösterirseniz bankalarda da aynı şeylerle karşı karşıya kalınacak. Polisiye önlemlerle sürdürme şansınız olmuyor. Türkiye bir karar verecek. Türkiye dışarıya sermaye hareketlerini kontrol etmeyen bir piyasa yapısına sahipse dövizi o zaman bırakması dövizin üstündeki baskıyı kaldırması gerekir. Ya da faizi reel anlamda pozitif düzeye çekeceğinin sinyallerini vermelidir. Hem serbest sermaye hareketlerinin içinde olduğu bir kambiyo sisteminde olup  hem de dövizi yada faizi baskılayamazsınız.

"Bu kriz iflas sürecini başlatır"
Şu anda bankacılık üstünde baskı oluşturuyorsunuz. Ama buradaki baskı daha başka bir sorunu tetikler. Bu kriz de Türkiye için iflas sürecini başlatır. Piyasayı rahatlatacak bir mekanizmanın politikanın ortaya konması gerekir.

"Devletin sorunu değil de kimin?"
Bir bakan diyor ki; Enflasyon devletin sorunu değildir. Bizim sorunumuz değil diyor halkın sorunu diyor. Ama başta olan sensin. Yanlışı düzeltmen gerekiyor. Yanlışın üzerine yanlış yapıyorsan bu halkta nereye gideceğini şaşırıyor. Şaşırmayı ortadan kaldıracak, mevcut mekanizmanın ortadan kaldırılması lazım.

"Neyin ne olacağı belli değil"
Kuralların ortadan kalktığı tek kişinin karar verdiği bir düzende güven oluşturamazsınız.  Önceden bakanlar kurulu vardı tek tek imza atarlardı. 3lü kararnameler vardı. Şimdi ise tek bir gece yarası imzaya bakıyor. Bu olunca neyin ne olacağı da belli olmuyor. Ve nasıl bir politika ortaya konacağını bilemiyoruz.

"Çaydan kazanırdın"
Bugün enflasyonda kimse değerini koruyamıyor. Bir ay önce çay alsaydınız şu anda yüzde 43 kazanmıştınız! Doğru politika uygulamazsanız birçok yanlışı ortaya çıkıyor. Faiz indirme inadı, ekonominin tüm dengelerini alt üst etti; enflasyon da, çaya zam da bunun bir sonucu...