Türkiye’de özellikle Karadeniz Bölgesi’nde üreticilerin önemli geçim kaynaklarından biri olan ve her yıl milyar dolarlık ihracat geliri sağlanan fındıkta halk arasında ’Drakula’ olarak bilinen Turunçgil Uzun Antenli Teke Böceği yayılışını sürdürüyor.

Özellikle Trabzon’un Maçka ilçesinde yaklaşık 3 bin 700 dekar alanı etkileyen zararlıyla mücadele için öldürücü etkisi yüksek, çeşitli ekolojik ve fiziksek koşullara dayanıklı ve uygulanma potansiyeli yüksek bir mantardan prototip mikoinsektisit üretilecek.

Yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi veren Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, fındık zararlısı Drakula ile mücadele konusunda 2 yıldır çalışma yaptıklarını hatırlattı.

Bu yöndeki çalışmaların laboratuvar ortamında sürdüğünü kaydeden Demir, 5 dönümlük alandan 2 saatte yaklaşık 800 kadar böcek topladıklarını belirterek “Turunçgil Uzun Antenli Böceği, halk arasında ‘Drakula’ olarak adlandırılan zararlı konusunda 2 yıldır çalışmaktayım. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından desteklenmekte olan Turunçgil Uzun Antenli Böceğinin mücadelesinde etkili entomopatojen fungusların belirlenmesi ve mikoinsektisit geliştirilmesi çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Bu projede, bölgemizden izole edilmiş ve yine bölgemizde etkili önemli tarım zararlıları üzerinde oldukça etki 10 tane mantarın zararlı üzerinde laboratuvar ve alandaki etkinlik denemelerini yapmaktayız. Bu denemelerde belirlenecek öldürücü etkisi yüksek, çeşitli ekolojik ve fiziksek koşullara dayanıklı ve uygulanma potansiyeli yüksek olan bir mantardan prototip mikoinsektisit geliştirerek zararlı ile mücadele çalışmalarında kullanılacaktır. Böylece, dünyada ilk kez Turunçgil Uzun Antenli Böceği ile mücadelede bir biyopestisit geliştirilmiş olacaktır” dedi.

Zararlılara karşı mücadelede doğal etmenler kullandıklarını belirten Demir, “Amacımız zararlılarda mücadelede doğal etmenleri kullanmak, dolayısıyla bu doğal etmenleri herhangi bir kimyasal bulaştırmadan kullanmak suretiyle zararlılara baskılamaya çalışıyoruz. Bir kere doğal bir yöntem. Organik tarımda zaten yeri olan bir uygulama. Dünya da son yıllarda bu biyolojikleri kullanmaya yöneliyor. Dolayısıyla bizde kendi gücümüzü göstermek istiyoruz. Etkisinin var olduğunu da gördük. Saha koşullarını da görmeden çok iddialı olmak doğru değil. Ümit var olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.

"Mücadelede başarı istenilen seviyede olmadı"

Zararlı ile mücadelenin pahalı hem de zor olduğuna dikkat çeken Demir, “Ülkemizde, zararlının eradikasyonuna yönelik çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Bu bağlamda ciddi miktarda söküm yapılmış; oldukça büyük emek harcanmış ve ekonomik masraflar yapılmıştır. Üretici bazında destek bulma ve söküm müsaadelerinin alınması hususlarında çok büyük ikna çabaları yürütülmüştür. Ancak bazı noktalardaki eksiklik veya kaçaklar mücadelenin istenilen seviyede başarıya ulaşmasında sorun yaşanmasına neden olmuştur. Fındıklar söküldü ancak kış ayı olduğu için yakılamadı. Gömülmeye çalışıldı yeterince gömülebilecek bir alan bulamadı. Neticede bazı yerlere iş makineleri giremedi. Dolayısıyla bu bölgelerden ciddi manada yine böcek çıkışları, zararlı çıkışları söz konusu. Bizim derdimiz bu kaçakları kontrol edebilmek için biyolojik yöntemleri kullanmak. Bizim projemiz bunun üzerine” ifadelerini kullandı.

"Kesilen fındık ağaçlarının köklerinin gömülmesi gerekiyordu"

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan ise Turunçgil Uzun Antenli Böceği’nin yaklaşık 3 bin 700 dekar alanda etkili olduğunu ifade ederek “Trabzon’da şu ana kadar tahminen 3 bin 700 dekar alanda etkili oldu. Eradikasyon yapılan alanda 3 bin 700 dekar. Bunun maddi karşılığı da dekara ortalama 6 bin TL hesabıyla yapacak olursak 22 milyon TL devlet ödeme yapacak. Hem vatandaşın hem de devletin cebinden çok çok büyük paralar çıktı. Dolayısıyla böceklerin aktif hali halen sürüyor hızlı bir şekilde çoğalmaya devam ediyor. Şu anda söküm yapılma durumu mümkün değil. Şu anda yapılabilecek olan, istememekle birlikte kimyasal mücadele yapılması gerekiyor. Ufakta olsa rekolte kaybına sebebiyet verecektir. Biz öncelikle bilimi bu işin önüne koymalıydık. İlk çıktığı zaman önce halkımızı bilinçlendirmeliydik. Biz bunlarda eksik kaldık. Eradikasyon yaparken buraları biz yol yapan katoculara teslim ettik. Şu anda fidan ağaçlar kesilmiş ancak herhangi bir mücadele yapılmamış. Köklerin gömülmesi gerekiyordu bunlar yapılmadığından durum ortada” şeklinde konuştu.

Esiroğlu Mahallesinde fındık üreticilerden Nuri Keskin ise yaptığı açıklamada “Burada bir tane iki tane derken çok daha fazla olduğunu gördük. Yaklaşık 80 fındık ocağından 200’ün üzerinde böcek topladık. Hava çok sıcak olduğu zaman pek görünmüyorlar ancak serin olduğu zaman daha çok görülüyorlar. Yöremiz engebeli arazi. Dolayısıyla bu yerlere kato giremediğinden kaçak yerler oldu. Bunları da bizim gibi duyarlı vatandaşlar bildirdiği takdirde bunun önünün alınacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.