Ah sevgili dostum ahhh!

Her  hata yaptığında kendinden başka herkesi suçluyorsun...

Bedelini ödemekten kaçıyorsun. Ya ortağını, ya çalışanlarını, ya aileni, ya anne babanı, ya da hayallerini gerçekleştiremediğin için feleği suçlar durursun da, kendinin hiç mi kabahati yoktur?

Bozuk düzeni suçlayan ve ona karşı duran bir avuç adam dışında kimse yok! Halinden memnun olanların zaten öyle bir derdi yok; devir onların devridir; bozuk düzen onlar için bir nimet ve bol rızık kapısı...
Kararlılıkla  direnenler istisna!

Toplumsal gerçekler için kendini feda etmiş cesur yürekli insanlar bunlar; hangi ideolojide oldukları hiç de önemli değil...İnançları da, çeşit çeşit üstelik... Gönlü güzelliklerle dolu insanlar...

Gerçek doğruların peşindeler; hakikat ve hakkaniyet dışında bir arayışları da yok...
Velhasılı kelam sevgili dostum; kimse sanmasın ki, düzenin düzensizliğine karşı sessiz kalacağız!

Öyle anlaşılıyor ki,  çok yakın bir gelecekte, bu ülkenin görünmeyen manevi mimarları, "Durun ey kalabalıklar!" diyecekler...

Ve sonrası kasırga, tipi ve tufan!

Kimin için?

Tabi ki, kerpiç malzemeyle plaza yapmak isteyen ahmâklara ve fırsatçılara karşı!