Zaman durmaz sevgili dostum! Güneşin altında hep aynı manzara...

Mevsimler değiştikçe, insanlar da farklı bir ruh haline geçiyorlar ...

Şehirlerdeki telaş farklı kırsalda ise ayrı bir telaş...

Doğa  canlanmıştır artık, durduramazsın döngüyü...

Toprak yeşermistir artık...

Ekilen ürünler boy vermistir; günbegün birbirleriyle yarış yaparcasına uzayıp gitmektedirler. Hasat zamanı yaklaşmıştır artık...

Menfaati vardır insanoğlunun dogadan; o üretecek insan oğlu faydalanacak ve tüketecek...

Bereketli olsun cümlesi dilden dile dolaşacaktır. Allahın insana bahşettiği nimetidir bu, her türlü  comertligi içinde barındıran...

Binbir çeşit ürün  toplanacaktir heyecanla ve zevkle. Yorulacaktır insan oğlu, kıymet bilse de bilmese de...

Ona ait ne varsa rızkı olduğunu kabul edip sahiplenecektir, tutkuyla sarılacaktır ürününe...Fındıklar ,üzümler, incirler, zeytinler, tütünler, fasulyeler,kabaklar,salatalıklar,domatesler,biberler ve daha niceleri insanın eline değecektir; buluşacaktır taliplileriyle...Ve sen sevgili dostum; bu hengame içinde unutacaksın bu comertliğin kaynağını...Kendi başarınmış gibi anlatıp duracaksın, "şu kadar ürün  aldım" deyip caka satacaksın belki de. Cömert olan o eli düşünmeyeceksin bile. Paylaşmayı da mütevazı olmayı da tekrar unutacaksın, bu nimet bolluğu içinde...

Duruma göre planlar yapacaksın kendince...

Ama hiçbir zaman anlamayacaksın yüce kudretin sonsuz cömertliğini...

O paylaşmıştır paylaşmasına ama ya sen ne yapıyorsun?

Cömertliğin ne olduğunu unutmuşsun ve öyle de şımarık şımarık yaşayıp gideceksin, kendi başarınmış gibi anlatarak...Sadece şikayetini dillendireceksin eninde sonunda, şükretmeyi unutacaksın! Zannediyorsun ki "şükürler olsun" diyerek şükretmiş olacaksın!

Ama öyle değil sevgili dostum; "şükran borcu" 'nu ödemenin yollarını da arayacaksın!

Vicdanını rahatlatmak istersen tabi!