Aklın şaşkın, ruhun ise perişan...

Düşmüşsün bir mecnunun peşine, sığınmışsın bayrama...

Bayram sana nafile, sen de bayrama!

Ne sevgi dolu yüreğin, ne de insanlığın kalmış; varsa yoksa menfaat senin dinin olmuş. İlâhını seçmesine seçmişsin amma, dilinden öfken, nefretin ve kindarlığın  eksik olmaz!

Tutturmuşsun bir illet, zillet, hain tekerlemesini...

Ruhun kirlenmiştir; görsen de, görmesen de aklın bir karış havada; hayal edemeyeceğin yere gelmişsindir; lakin ruhun hala dilenci...
Bırak sevgili dostum; bırak artık kendini aklın kucağına, direnme boşuna...

Yanlışların  bir çığ gibi büyürken, bir ulusu da sürükleme artık bataklığa! İçinde olduğun bataklığı kurutamazsın, nafile direnme! Kimse de yardım  etmez artık sana...
Bir dost eli tutmak istersen de, artık o da kalmadı;

sen bitirdin her şeyi ve sen ödeyeceksin bedelini, başkalarına ödettiğin gibi...