MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’da gazetecilerle buluştuğu iftar programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun salı günü TBMM’deki grup toplantısında 12 dakika konuşmasının nasıl yorumlandığının sorulması üzerine, “Tavsiyem Türkiye gergindir; Türkiye şiddete karşı muhataptır. Ekonomik yönden önemli sıkıntıları vardır. Uzun yıllar terörle karşı karşıya kalmıştır. Birçok çevrede sıcak savaşlar ve onların çatışmaları bulunuyor. Böyle bir ortam içinde Türkiye’nin istikrara ve yumuşak bir iklime ihtiyacı var. Böyle bir ortamı germeye de kimsenin hakkı olmasa lazımdır. Sert konuşmak mümkündür ama o sertliğin içerisinde tahrik edici, şiddeti körükleyici, hakaret içerikli ifadelerden kaçınmak lazımdır” dedi.
“Helalleşmeyi kavgalaşmaya çevirmenin anlamı yok”
Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sürekli gündemde tutulduğu dönemde anlamı olmayan bir konuşma olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
“Son konuşma bu altı grubun bir araya gelişi önümüzdeki dönemle ilgili cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sürekli gündemde tutulduğu bir ortamda çok anlamı olmayan bir konuşma olmuştur. Böyle bir sürece girdiği zaman yumuşatıcı bir iklimi vardır. Mesela bunlardan bir tanesi değerleşme kavramı. Bu çok önemli bir kavramdır. Manevi değeri yüklü olan bir kavramdır. Helalleşmek de o kadar kolay olmaz, olursa da kardeşlik doğar helalleşmeden. Şimdi helalleşmeyi kavgalaşmaya çevirmenin anlamı yok. Şu an Türkiye’de helalleşme ile başlayan kavgalaşmayla yola devam etmek istiyor. Yola devam ederken de kim varsa çıksın önümden çekilsin, çekilmezse şöyle böyle olsun diyor. O zaman dinleyen bu tür cümlelerde adres ararlar ‘acaba kime, niye söylendi’. Bu adresi içerde mi arar bulurlar yoksa dışarıda mı bulurlar? İçeride bulurlarsa çok farklı sonuçlar doğar parti açısından. Dışarıda bulurlarsa onu yönlendiren merkezlerin tahribi, tahriki söz konusu oluyor gözükür. O sebepten dolayı bayramdan sonra helalleşmeyi kavgalaşmadan sıyırıp bayramlaşmaya dönüştürmesinde yarar var.”
“Kılıçdaroğlu böyle bir kavgada kaybeder, ama bizde 53 yıllık kavga tecrübesi var”
Bahçeli, Rusya-Ukrayna çatışmasında çözümün sadece iktidarın geleceği açısından değil Türkiye’nin geleceği açısından değerlendirilip yorumlanmasında ve politikaya destek olunmasında yarar olduğunu kaydederek şöyle dedi:
“Kavga geçmişte yapılmıştır. Nelerin yapıldığını yaşayanlardanız. Sosyal maliyeti çok olmuştur. Önemli sıkıntılar olmuştur, önemli aile dağılımları olmuştur, yuvalar yıkılmıştır. Mağduriyetler, mahkûmiyetler, şehitler olmuştur. Hayatını kaybeden insanlar olmuştur. Böyle bir süreçten gelen ve hala kavganın nerede bittiğine dair kanaatleri tam oluşmamış olan insanlar, kalkıp bazı konularda çok dikkatli olması lazım. Böyle bir konuda Halk TV de dikkatli olsun. 6-7 Mayıs olaylarında 3 devrimcinin idam edilişini sürekli körükleyerek ortamı kızıştırmanın, geçmişte kavganın tahrik edici ifadeler kullanmanın bir felakete gideceğinin farkına varmalılar. Ve Kemal Kılıçdaroğlu böyle bir kavgada kaybeder. Çünkü kavga tecrübesi yok. Ama bizde 53 yıllık kavga tecrübesi var.”
“Gönlümde yatan Cumhur İttifakı'nın adayı AK Parti Genel Başkanıdır”
Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısındaki konuşmasının cumhurbaşkanı adaylık konuşması olarak değerlendirildiğinin belirtilmesi üzerine, “Gönlünde yatanı başkasıyla paylaşmak doğru bir şey değil. Benim gönlümde yatan Cumhur İttifakı'nın adayı, AK Parti Genel Başkanıdır. Adayımız o iken filanlarda da şöyle olsun demek gönül kayması olur ki o da sağlıklı olmaz. Çok önemlidir gönül kayması risklidir, zararlıdır. Biz gönlümüzü bir yere vermişiz. Siyaseten memleket meselelerinde de kesinleşmiş bir durumdur. Böyle bir durumda Allah selamet versin kim ne olacaksa olsun, bizden öte olsun” ifadelerini kullandı.
"6’dan evvel 5’i düşünün"
Bahçeli, 6’lı ittifakın geleceğinin sorulması üzerine, “6’dan evvel 5’i düşünün. 5 birbirine benziyor mu? Bir araya geldiğinde yumruktan başka bir şey olmuyor. Yumruğun da adını Kemal Kılıçdaroğlu koydu. Buna dikkat etmek lazım” dedi.
DEVA Partisi’nin seçimlere ilişkin kararı
Bahçeli, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın kendi parti amblemleriyle seçime gireceği açıklaması anımsatılarak ittifakın dağıldığı yönündeki yorumların sorulması üzerine, “Dağılma değil çok zeki hareket ediyor. Yeni siyasi partilerle alakalı seçim kanununu dikkate alarak bugünden işaret veriyor. 6 kişi ile bir yere varılamayacaksa o zaman tek başına nasıl seçime girip sonuç alacağını şimdiden düşünüyor ve uyarıyor. Demek ki 5’ine de aynı uyarı gelirse ortada 6 diye bir şey kalmaz” açıklamasında bulundu.
‘Kavala’ya bakışta farklılıklar var Türkiye’de, bu yanlış bir bakış’
Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Osman Kavala ve Gezi davası kararıyla ilgili ‘Ya istiklal ya hürriyet’ açıklamasını yaptığının anımsatılması üzerine, “Kavala’ya bakışta farklılıklar var Türkiye’de. O bakışta yanlış bir bakış. Türkiye’de özellikle 2013 tarihinde 27 Mayıs’tan itibaren Gezi olaylarının sosyal ve ekonomik maliyetinin ne olduğu ortada. Yani ağaç keseceğiz diye gidiyorsunuz kurşun atıyorsunuz. Bunun neresinde istibdat diye yazıyor” dedi.
“Osman Kavala, Türk milletini temsil edecek soyda, zekâda değildir"
Bahçeli, Osman Kavala’nın neden muhalefet tarafından sahip çıkıldığı ve Abdullah Gül’ün Türkiye’nin imajıyla ilgili söylemleri olduğunun hatırlatılması üzerine konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“2013 yılında kullanmış olduğu ifadeyi Abdullah Gül, dikeniyle beraber değerlendirirse şimdi ne hale getirdiğimiz ve ona nasıl katkı sağladığını görmesi lazım. Osman Kavala Sorosçu'dur ve Türk milletini temsil edecek bir zekâda, kabiliyette, soyda değildir.”
“Yarıda kalmış hesaplaşmayı gündeme getirirlerse Türkiye felakete gider”
Bahçeli, Gezi olaylarında MHP’lilerin de yer aldığına yönelik iddialara ilişkin şöyle konuştu:
“İlk dönemlerde Taksim Meydanı'nda olmayan yoktu ki. Ağacı kökünden sökmeye MHP’lilerde bir eğilim göremezsin. Ağaç dikmekle yetişirler. Baktılar ki ağaç yerine memleketi yıkıyorlar o zaman dediler ki dur. O günden itibaren ülkücü camia devlete zarar verebilecek bir eylemin içerisinde olmaz. 53 yıl kolay bir dönem değil, yaşananları da bildiğimiz için söylüyorum. Bu dönemi tekrar yaşatmak isteyenler, Allah muhafaza yarıda kalmış hesaplaşmayı gündeme getirirlerse Türkiye felakete gider. Bunun altından CHP kalkamaz.”
Bahçeli, “Tehlikeyi o kadar yakın mı görüyorsunuz?” sorusuna ise, “Evet, kavgayı körüklerseniz çok yakındır” yanıtını verdi.
“Boykotlarda 68 yılında vestiyer talep edildi”
Bahçeli, üniversitede eğitim gördükleri akademide 12 bin öğrenci olduğunu anımsatarak şöyle konuştu:
“68 yılında boykotlar başladığında talep neydi biliyor musunuz? ‘Vestiyer istiyoruz.’ Palto giyecek hali yok. Ama o zamanki istek vestiyer istiyoruz. Vestiyere paltosunu asacak kişi yok. Ama o koskoca profesörler vestiyerde şu yok bu yok derken ODTÜ’de bir olayın arkasından sopayla başlayan çatışmalar silahla devam etti. O zaman 75 santim marangozda yaptırılmış özel sopa vardı, adı anayasaydı. Türkiye’de anayasa kavramı; anayasa oluşmadan önce sopa olarak oluşmuştu. Hala o sopa devam ediyor. Onun için biraz geçmişi, bugünü okuyalım, anlatanları dinleyelim. Elektriği kesilen eve gidiyorsun da o dönemde hayatını kaybetmiş, yavruları ortada kalmış bir aileye niye gitmiyorsun? O yıkılan evi elektrikten daha mı kötü. O kadar kandil gönderdik, bir tanesi kullanılmamış. Bizimkini kullanmayıp ne yaptı, hayatlarında görmeyen lüksü kullanırlardı eskiden. Şimdi kandili kullanmıyorsun lüksü kullanıyorsun. Ama şimdi çağ elektrik çağı. Toplumu geriye götürmeye, toplumda geçmişteki yaşanan acıları tekrar yaşanabilecek korkusu salmaya kimsenin hakkı yoktur.”
“Tencere kapağın sesini sandığa vermiş olsalardı sosyal demokrasi değişmez iktidar olurdu”
Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun elektriği kesik diye gittiği evin elektriğinin kesik olmadığının ortaya çıktığının anımsatılması üzerine şunları kaydetti:
“Hangi eve gitmişse o evin ahlakı doğruyu söylemesini gerektirir. Bunların hepsi söylediğim şeyleri körüklüyor, esas tehlike orada. Bir sürü kapak tencereyi birbirine çaldılar. Değişen bir şey yok. Herkesin evinde bir sürü tencere kap çıktı çeşit çeşit. Değişen bir şey yok. O kadar tencere kapak vuranlar, tencere kapağın sesini sandığa vermiş olsalardı sosyal demokrasi değişmez iktidar olurdu.”
“Ya kendisi gitmeli ya da Meclis gereğini yapıp bunu atacak”
Bahçeli, HDP’li Garo Paylan’ın sözde Ermeni soykırımı teklifinin nasıl değerlendirildiği sorusu üzerine, “Bunun arkası önü yok. İhanetin arkası ve önü yok. Ya kendisi TBMM benim meclisim değildir diyecek veya Meclis gereğini yapıp bunu atacak. Nereye gitmek istiyorsa, Ermenilerin hangi diasporasında kim varsa orayla temasa geçmesi lazım. Kendisine tavsiyem Amerika’ya gitmesidir” yanıtını verdi.
Dezenformasyon Yasası çalışmaları
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede Dezenformasyon Yasası'yla ilgili kendisine taslak sunulup sunulmadığı ve konuyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, “AK Parti bürokrasinin konuyla ilgili uzmanlarının yapmış olduğu bir çalışmayı bize de verdiler. Biz de partimizde görevlendirdiğimiz arkadaşlarla görüşmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Geçenlerde de bizde Feti Bey'i bu konuda görevlendirmiştik. Mahir Ünal Bey ile Mecliste bir çalışma grubu oluşturdular. Bayram sonrası Meclise geleceği söyleniyor. Bir an evvel gelmesinde de fayda var. Elon Musklar Türkiye’de türemesin“ cevabını verdi.
"Türkiye’de barışı bozan neler oluyorsa yüzde 80’i sosyal medyada"
Bahçeli, sosyal medyada yaşanan dezenformasyonlara yönelik şöyle dedi:
“Türkiye’de şiddete, hakarete dayalı, barışı bozan, gerginlik oluşturan neler oluyorsa yüzde 80’i sosyal medyada. Herkes birbirinin aleyhine yazarsa, ne kadar ağır şeyler söylerse o kadar makbule geçiyor. Buna bir son vermek lazım. Eskiden bu yoktu. Buna rağmen iftiralarla felaketler oluşuyordu. Şimdi iftira kavramı yerine, batıdan gelen sosyal medya kavramı geldi. Felaketin ana sebebi o. Yasaklayalım desek özgürlüktü, demokrasiydi, hukuktu karşımıza çıkıyor. Yasaklamayalım desek aile faciaları karşımıza çıkıyor. Bunun için sosyal medyayı dengeli hale getirmekte fayda var.”
Bahçeli, Dezenformasyon Yasa Taslağı'nda hapis cezasının olup olmayacağının tartışıldığının anımsatılması üzerine şöyle dedi:
“Bu kadar şiddeti yaşadık gördük. Düşüncelerimde zerre kadar değişiklik yok. Şu günkü şartlar içinde 15 yaşındaki kızı katletmenin, 15. kattan aşağı atmanın cezasız kalacağı bir yer olamaz. Bunun cezası idamdır. İdam gelmelidir. Ama nasıl geleceğinin de sınırını çizin. Yani bölünmüş yol yapıyorsun da idamı yaparken bölünmüş idamı niye yapmıyorsun.”
“Ekonomi politikası sabır işidir”
Bahçeli, ekonomik durum konusunda da şunları söyledi:
“Biz iktidarın, Cumhur İttifakı’nın içinde bulunuyoruz. Onun uygulanacağı ekonomik politikayı gönülden destekliyoruz. Ekonomi politikası sabır işidir. Bazı konularda dikkatli olmayı gerektirir. Bu bir de tercih meselesidir. Ekonomi politikalarında 5 önemli nokta vardır. Bu noktalardan birisi büyümedir. İkincisi tam istihdamdır. Üçüncüsü fiyat istikrarıdır. Dördüncüsü gelir dağılımı adaletidir. Beşincisi ise ödemeler dengesidir. Bu beş sihirli nokta her zaman bir araya gelebilecek bir iktidara sahip olmaz. İdeolojik görünüşler, geçmişteki birikimler tercihler, bu beş tane sihirli noktadan üçünü tercih edebilir en az. Yani büyümeyi tercih edip yanına istihdamı katarsınız arkasından fiyatlarda istikrar sağlayıcı yolu tercih ederseniz bir model ortaya koyarsınız.”
Enflasyonların gelip geçici olduğunun altını çizen Bahçeli, “Artar düşer, yükselir vazgeçilir ama o değerler ortadan kalktıktan sonra neyle izah edeceksiniz? Şimdi kalkıp da Ukrayna ve Rusya‘ya tırlar dolusu süt göndersek, merminin karşısında sütün nasıl davranacağını bana izah eder misiniz? Süt hayatı mı devam ettiriyor mermi hayatı mı söndürüyor, hangisi? Demek ki sütten evvel Ukrayna’da Rusya’da barışa ihtiyaç var” diye konuştu.
“Seçim takvimini cebimde taşıyorum”
Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik çalışmaların neler olacağının sorulması üzerine cebinde taşıdığı seçim takvimini göstererek şöyle dedi:
“Seçim zamanında olacak, olması lazım. Koalisyonlar döneminde sabah yatıp akşam seçim deyip de Türkiye’yi bir sürü sıkıntıya koyarken Cumhur İttifakı’nın istikrar sağlayıcı kalıcı vasfını yine seçimleri öne alıp güçlendirilmiş parlamenter değil de karıştırılmış bir parlamenter sisteme benzetmenin bir manası yok. Onun için zamanı geldiğinde. Zamanı yakın onun da. Cebimde taşıyorum. Her günü değerlendiriyoruz. Seçimleri zamanında yapacaksan, 19 Nisan itibariyle değerlendirme yapmışız bu 425 gün demektir. 1 yıl 2 ay demektir. Bugün ayın 27’si olduğuna göre bir haftayı düştüğün vakit gittikçe azalıyor. Seçime hazır mısın değil misin sorusunu bulmak değil. Seçime hazır olmak lazım. Mahalli idareler seçimleri 31 Mart 2024’te yapılacak. O da 712 gün, bir yıl 11 ay 12 gündür. MHP bu iki takvime göre hazırlıklarını devam ettiriyor.“
Bahçeli, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bozkurt işareti yapmasının eleştirilmesine ilişkin, “Onu eleştirenler var. Neden? Bir siyasi işareti niye bir dışişleri bakanı kullandı diye. Bunlar öncelikle yazmadan araştırmadan MHP’ye gelmelerinde yarar var. Su gözünden içilir. Arktan su içmenin hiçbir faydası yok. Bana gelmiş olsalardı, ben derdim ki şunu yaparsa heavy metalcidir, şunu yaparsa bozkurtlar olur. Niyeti sağlam” dedi.
“Terörle ilgili taviz olmaması lazım, dokunulmazlıkların kaldırılmasından yanayız”
Bahçeli, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili olarak da, “Dokunulmazlığın kaldırılmasından yanayız. Ama TBMM’deki komisyon çok yönlü incelemeli. Genel Kurula mutlaka göndermeli. Bunlardan kimin dokunulmazlığının kaldırılmasının ön elemesi yapıldıktan sonra genel kurul karar vermeli. Alayını atalım dediği taktirde kimse kalmamış. Nereye oturacaksın Kiminle konuşacaksın yahut kiminle çatışacaksın. Bu sebepten dolayı hakkedenlere, birisi kalkmış gitmiş, niye kaçıyor, kaçmadan önce bunları alabilirsiniz. Terörle ilgili taviz olmaması lazım" diye konuştu.