Hikaye bu ya sevgili dostum; iyi arkadaş olan iki derviş bir çölde birlikte yürürlerken, yolda bilinmeyen bir sebepten dolayı aralarında tartışmaya başlamışlar. Gittikçe büyüyen tartışma esnasında bu iki dervişten birisi diğerini tokatlamış. Bir anlık şaşkınlık sonrasında tokat yiyen derviş yere oturmuş ve kumların üzerine: "Bugün en iyi arkadaşım, tek yârenim bana tokat attı" diye yazmış.

Biraz sakinleşip, konuşmadan yürümeye devam etmişler ve birkaç saat sonra bir vahaya varmışlar. Vahadaki gölette yüzmeye giren iki dervişten tokatlanmış olanı birden suyun içinde çırpınmaya başlamış. Diğer derviş bunu görür görmez suya atlamış ve onu kurtarıp kıyıya çıkarmış. Az daha boğulacak olan derviş kendine gelir gelmez belindeki hançeri çıkarıp büyükçe bir taşın üstüne: “Bugün en iyi arkadaşım, tek yârenim hayatımı kurtardı" diye yazmış.

Diğer derviş merak ile sormuş: "Seni kırdığımda ve tokatladığımda kuma yazmıştın, şimdi neden taşa yazıyorsun?"

Bizim derviş gülümseyerek cevap vermiş: "En iyi dostlarımız bizi kıracak bir şey yaptıklarında bunu kuma yazmalıyız ki, unutmanın ve affetmenin rüzgârı yazdıklarımızı silsin. Diğer taraftan yaşanan tüm güzellikleri taşların kalbine yontmalıyız ki, rüzgârların hiçbiri onları silemesin."

Velhasılı kelam sevgili dostum; derviş bu, ne yaparsa ne söylerse düşünmek lazım! Önce konuşup sonra düşünmek mi, önce düşünmek sonra konuşmak mı? Karar senin...! Günümüzde, insanlar fotoğraf gibi sevgili dostum!

Ne kadar büyütüyorsan, o kadar düşüyor kalitesi...Malesef böyle..!