Trabzon Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Davut Çakıroğlu, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

“Sokağı dinliyorum” diyen Çakıroğlu şunları söyledi: “ Siyaset ve siyasete dair konu çok, konuşan yok. Herkes kendi penceresini kapatmış, perdesini örtmüş. Tek hedef kazanmak. Her şeye rağmen kazanmak. Kazanınca makul oluyorsunuz. Varolan eksiklikler siliniyor, hatalar unutuluyor Cenap Şahabettin ne güzel özetlemiş, "Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek diğeri ise sürünerek gelmiştir". Bugünkü siyasi atmosfere ve adaylık savaşlarına bakıyorum, gözüm siyasi arenada, kulağım sokakta. Siyasete ilgi azalmış, güven bitmiştir. Korku ve umut ile yönetilen halkın yanına umudun peşine takılıp, sürekli yeni bir umut satın alan ve bunun ile yönetilen hayalperest veya siyaset heveslisi kişileri koyuyorum. Buradan rasyonellik ya da akılcılık beklemek iyimserlik olur. Ankara'da İstanbul’da  yumruklar türlü oyunlar eşliğinde temayül yoklaması yapan İyi Parti Trabzon'da aday adayı azlığından dolayı temayül yoklamasını iptal etti. Neden aday adayı olmadı kimse? Çünkü beş yıldır Genel Merkezin ilgisizliği, iki-üç  kişinin siyaset bilmezliği, partiye ilgiyi azalttı.
Üst kurul delegesi belirlemek için verilen mücadele, kaliteyi yükseltmek için verilseydi üç vekil ihtimali vardı. Şimdi konuşulan ne, konuşturulan isimleri birinci sıraya koydurursanız bir vekil alamazsınız. Mhp de siyasete kalite katacak bir iki isim hariç köşe tuttuğunu düşünenler sevdasından vazgeçmezse bir önceki seçimdeki oyunu alamaz. Chp ise iddialı isimlerden oluşan aday adayı listesinden dengeyi nasıl oluşturacak. Muharrem İnce'ye kongre için destek veren mevcut vekilin üzeri çizilecekse iki vekil konusunda bir kırılma yaşar mı..? Bir türlü siyaset sokağa inmiyor. Elit bir bakış ile hareket eden oligarkların hakimiyetinde bizde siyasi akıl... Onlar biliyor ve verdikleri kararları halka onaylatıyorlar. Akp ilk kez kaybetme riski yüksek olan bir seçime gidiyor.Yıpranmış bakanlar vekil adayı yapılarak sistem içinde eritilecek. Çünkü Partiye oy kaybettirdiler. Gruplaşma ortadan kaldırılacak.Aday listelerine bu tırpan net olarak yansıyacak.Her şekilde kalite sorgulanacak. Siyasetin sorun çözme yeteneği, yeterliliği tartışılacak. Milletin siyasetten beklentilerinin karşılanması için köklü değişim gereklidir. Platon'un dediği gibi, "İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek." Biz siyasetten ne bekliyoruz, siyaset bize ne sunuyor! Bu muhasebeyi her iki taraf da yapabilmelidir. Liderlerin izine basıp hiç bir fark, farklılık ortaya koymayan kişilerin bulunduğu havuzdan çekilen hiç bir isim birbirinden farkı olmayacaktır. Hem iktidarın hem de siyasetin söylemleri değişmiyor. Popülist uygulamalar ile popülist söylemler yarışıyor. İktidar da muhalefet de Ülkenin gerçekliğinden uzaktadır. "Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz, insanlar inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı sürekli tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar söyleyin." diyen Hitler'in propaganda  anlayışı ülkemizde hakim. En ihtimal dışı aday adayına selam versen ne vaatler duyarsınız ancak "nasıl" diye sorunca cevap yok. Oysa seçimi bilinçli, fanatik olmayan kararsız seçmen belirleyecek. Her vaadi formüle etmelisiniz. Yıpranmış bir iktidar karşısında nasılsa kazanıyoruz diyerek, "kimi koysak seçilir" diye rehavet ile yol alan muhalefet, ne yapsalar kazanamazlar yine biz kazanırız diyerek muhalefete denk akılla hareket eden bir iktidar var. Millet nasıl kazanır diyen yok. Millet de biz nasıl kazanırıza cevap arıyor. Bunu cevaplayan kazanacak. Milleti kazandıracak formül belli ve esasen basit, liyakatli adaylar, güçlü vitrinler, güvenilir söylemler, akılcı çözümler