Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı‘nda konuştu.
Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapan Akdeniz’in bugün gerilimle, enerji rekabetiyle, son dönemde de göçmen ölümleriyle anıldığını söyleyen Erdoğan, "Batılı ülkeler 11 yıldır bu ölümlerin önüne geçmek yerine yaşananlar karşısında üç maymunu oynamayı tercih etti. Bölgesel krizleri engelleyecek, çatışmaları sonlandıracak, insanları göçe zorlayan sebepleri ortadan kaldıracak hiçbir adım atılmadı. Mültecilere kapanan kapılar, insanımızı katleden PKK’lı teröristler ile FETÖ’cü alçaklara sonuna kadar açıldı. Avrupa’nın hemen her ülkesinde vatandaşlarımızın kanını dökmüş caniler himaye görüyor. Ellerini kollarını sallayarak özgürce gezebiliyor. Suriye ve Kuzey Irak’taki terör yuvaları başlarına yıkıldıkça terör örgütü mensupları kimi ülkelerde kendilerine alenen yeni kamplar kuruyor. Bize komşuluk hakkından bahsedenlerin bu insanlık ve demokrasi düşmanlarına göz yummaması gerekir" dedi.
Dün gece PKK’lı terörist tarafından şehit edilen Sedat Gezer’e rahmet dileyen Erdoğan, CHP’nin hazırladığı tutuklu gazeteciler raporunda saldırının faili olan Dilşah Ercan’ın isminin yer almasıyla ilgili de konuştu. Erdoğan, “Dün gece Mersin’de PKK’lı alçaklar bir polisimizi şehit etti, bir polisimizi yaraladı. Şehit polisime Allah’tan rahmet, ailesine ve emniyet camiamıza başsağlığı diliyorum. Yaralı polisimize rabbimden şifa temenni ediyorum. Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP’ye ya CHP’nin gazeteci, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kesimlere ya da Batı ülkelerine çıkar. HDP’yi allayıp pullayarak meşrulaştırma ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde yapılan her terör saldırısında dökülen kanların izi vardır olacaktır. Aynı durum Batılı ülkeler için de geçerli. Kandil’i Suriye’yi başına yıktığımız teröristlerin Batı ülkelerinden giderek daha fazla himaye görmesi her şeyden önce bu devletlerin kendi huzurlarına ve güvenliklerine yönelik bir tehdittir. Yılan eninde sonunda kendisine uzanan eli de sokar. Teröristin yeri sokaklar değil, döktükleri kanların hesabını verecekleri mahkemeler ve hapishanelerdir. Komşularımızdan başlayarak tüm ülkelerde hiçbir ayrım yapmadan terör örgütlerine karşı gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
Erdoğan, sözlerinin devamında, "Türkiye olarak Ege ve Akdeniz’in ne insan kanıyla ne gözyaşıyla ne de husumetlerle kirletilmesini asla tasvip etmiyoruz. Biz tüm kalbimizle barış istiyoruz, huzur istiyoruz. Kendi vatanımızla birlikte, bölgemizde istikrar ve güven istiyoruz. Anlaşmazlıklarımızı uluslararası hukuk temelinde, hakkaniyete uygun biçimde diyalogla çözmek istiyoruz. Şimdiye kadar hep şunu savunduk, biz ne hak yeriz ne hakkımızı yediririz. Milletimizin ve Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin Mavi Vatan’daki çıkarlarını sonuna kadar savunmaktan asla çekinmeyiz" dedi.
Denizciliğin Türkiye’nin savunma sanayinde en çok projeye sahip olduğu ve mesafe kat ettiği alanların başında geldiğini ifade eden Erdoğan, "Ülkemiz halihazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştiren 10 ülkeden biridir. Milli savaş gemilerimizi, amfibi gemilerimizi, sismik araştırma gemilerimizi, istihbarat gemilerimizi, sahil güvenlik gemilerimizi, botlarımızı biz kendimiz üretebiliyoruz. Bu projelerde yüzde 70’e varan yerlilik oranına ulaştık. Geçtiğimiz günlerde havadan incelediğimiz çok maksatlı Amfibi Hücum Gemimiz Anadolu’nun inşası süratle devam ediyor. Türk donanmasının caydırıcılığını katbekat artıracak Anadolu’nun hizmete girmesiyle ülkemiz bu alanda farklı bir lige çıkacaktır" ifadelerini kullandı.
“Birileri İzmir’in Yunan’dan kurtuluş gününü Osmanlı’ya hakaret günü haline getirirken biz vizyoner projelerle ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Birileri Sultan Abdülhamid Han’a aleni düşmanlıkla siyasi pirim peşinde koşarken biz atalarımızın tamamına hürmet gösteriyor, hepsini bağrımıza basıyoruz. Birileri, Batı’ya öykünüp kendi ecdadına küfür ederken biz hiçbir komplekse kapılmadan tüm değerlerimize sahip çıkıyoruz. Bundan sonra da aynı hassasiyetle yolumuza devam edeceğiz. Zulmü alkışlamayacak, zalimi sevmeyecek, gelenin keyfi için geçmişimize sövenlerden olmayacağız. Hele hele, 3 buçuk soysuzun ardında asla zağarlık yapmayacağız.”
Türkiye’nin hedeflerine kararlılıkla ilerlediğini ifade eden Erdoğan, "Yunanistan’ı kışkırtarak üzerimize salanların niyetlerini gayet iyi biliyoruz. Karası, denizi ve havasıyla ülkemiz savunmasından taviz vermeyecek ama vaktimizi, enerjimizi, dikkatimi dağıtmaya yönelik kirli senaryolara da pabuç bırakmayacağız. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken hedeflerimizden kesinlikle sapmayacağız, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Batı Trakya ve Adalara yığılan silahlar bizim için bir anlam ifade etmez. Bizim gücümüz ve imkanlarımız bunların çok ötesindedir. Bu durumun söz konusu ülkeler için gizli bir işgal anlamına geldiğini hatırlatmak isteriz. O topraklarda yüzlerce yıllık emeğimiz ve halen yaşayan çok sayıda soydaşımız, dindaşımız var. Bunlar adına yaşanan gelişmelerden üzüntü duymak da vazifemizdir. Batı Trakya’da herhangi bir derneğin veya okulun adında Türk ifadesinin geçmesinden rahatsızlık duyan Yunanistan’a, başbakanına, cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz. Kendinize gelin” ifadelerini kullandı.
Yunanistan’ın yanlış bir tutum içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, "Amerika’dan, Avrupa’dan gelen destekler zannediyor musunuz sizi kurtarır? Kurtarmaz, sadece patinaj yaparsınız başka işe yaramaz. Preveze Deniz Zaferi’nin 484. sene-i devriyesinde Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa başta olmak üzere tüm kahramanlarımızı, rahmetle yad ediyoruz. Fedakarca görev yapan deniz kuvvetlerimizin tüm mensuplarını tebrik ediyorum. Ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafya gerçekten sancılı günler yaşıyor. Sadece ülkemiz değil bütün dünya terörden çatışmalara, gıdadan kuraklığa, yükselen İslam ve yabancı düşmanlığından iklim değişikliğine kadar çok ciddi krizlerle boğuşuyor. Nereye baksak adeta bir ateş çemberiyle karşılaşıyoruz. Salgının sağlıkla ilgili boyutu geride kalırken küresel ekonomide yol açtığı tahribat giderek daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Daha salgının ekonomik bilançosu tam ortaya çıkmadan Rusya-Ukrayna kriziyle her şey girift bir hal almıştır” açıklamasında bulundu.
Amerika’dan Avrupa’ya pek çok ülkenin son 50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Erdoğan, "Bu ülkelerde yaşayan herkes yüzde 8-9 oranında açıklanan rakamlarla gerçek enflasyon oranları arasındaki devasa farkı gayet iyi biliyor. Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, gıdadan enerjiye kadar farklı alanlarda hissedilmeye başlandı. Kimileri artık rafları boşaltıyor, kimileri personeli çıkarıyor" diye konuştu.
Batılı ülkelerin karşı karşıya kaldığı enerji krizi ile ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Kış yaklaştı, Batı dünyasını büyük bir endişe sardı. Birileri de Antalya’ya gidin diye tavsiyede bulunuyor. Batılı liderler her gün yaptıkları açıklamalarla haklarını oldukça zorlu geçeceği anlaşılan kış şartlarına hazırlamaya çalışıyor. Tüm bu can yakıcı hakikatlere rağmen, jeopolitik hesaplar nedeniyle barışa giden yol bir türlü açılmıyor. Türkiye, savaşı sona erdirmek için samimiyetle çalışan, gayret gösteren, bu uğurda çaba harcayan yegane ülke konumundadır. Gerek savaşan ülkelerin görüşme masasında bir araya getirilmesi, gerek tahıl koridorunun açılması, gerekse esir takasında sergilediğimiz diplomatik başarı bunun en açık örneğidir. Kimsenin dolduruşuna gelmeden, kendi önceliklerimiz ve milletimizin çıkarları çerçevesinde adımlarımızı belirliyoruz. Savaşın ilk günlerinde bu politikamız sebebiyle bizi hata yapmakla suçlayanlar şimdi haklılığımızı teyit ediyor. Dışarıdan aldıkları talimatlarla bizim dengeli tavrımızı eleştiren, bizi takdir ve taltif etmek mecburiyetinde kalıyor" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin hedeflerine emin adımlarla ilerlediğini söyleyen Erdoğan, yaşanan ekonomik sıkıntıların da yılbaşından itibaren olumlu seyirde ilerleyeceğini kaydetti. Erdoğan, "Türkiye yalnızlaşıyor, dünyadan kopuyor diyerek o günlerde feveran edenler şimdi kuyruklarını kıstırıp kös kös oturuyor. Türkiye salgının sağlık krizi boyutunu nasıl alnının akıyla atlatmışsa küresel ekonomik krizin menfi yansımalarını da başarıyla yönetmektedir. Diğer ülkeler enflasyonun yanında durgunluk ve beraberinde gelecek işsizlik tehdidiyle cebelleşirken bizim hem iş gücüne katılım hem de istihdam oranlarımız giderek artıyor. Yılbaşından sonra ekonomideki rakamları, ekonomide istikrarı, ekonomideki güçlenerek yürümeyi de hep birlikte göreceğiz" dedi.
Sanayi üretiminde, tarımda, turizmde salgın öncesi dönemin yakalandığını söyleyen Erdoğan, ihracatta her ay rekor kırıldığını bildirdi. Avrupa’da havalimanları kriz üstüne kriz yaşarken Türkiye’nin havacılık sektörünün tarihinin en başarılı günlerini yaşadığını ifade etti. Erdoğan, "Enerjide zamanında attığımız stratejik adımların meyvelerini topluyoruz. Hiçbir alanda yatırımlara ara vermediğimiz gibi vatandaşlarımızı da enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda yalnız bırakmıyoruz. Sosyal yardım şemsiyemizi genişleterek üreticilerimize yüksek alım fiyatları vererek, asgari ücretli çalışanlardan memur ve emeklilere kadar tüm kesimlere destek olarak, işverenlerimizin yükünü hafifleterek, gençlerimize sağladığımız imkanları artırarak, hasılı devletimizin elindeki tüm araçları kullanarak milletimize sahip çıkıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, bu sıkıntılı süreçte de vatandaşları enflasyona ezdirmemekte kararlı olduklarını belirtti.
Partililere seslenen Erdoğan, yapılan hizmetlerin vatandaşlara anlatılmasını istedi. Erdoğan, “Siyaset arenasında iş yapanların, eser ve hizmet üretenlerin, kalbi ülkesi ve milleti için çarpanların herkesten daha cesur daha gayretli olması gerekiyor. 2023‘e yaklaştıkça tek sermayeleri yalan ve iftira olan muhalefet kanadının farklı yollara tevessül edeceği anlaşılıyor. Bizimle eserle, hizmette yarışamayanlar, çareyi projelerimize kara çalmakta buluyorlar. Bunun en son örneğini sosyal konut kampanyasında gördük. Artan konut ve kira fiyatlarını dengelemek, milletimizin konut ihtiyacını gidermek için tarihi nitelikte bir adım attık” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz 20 yılda bir milyon 170 bin konutun inşa edildiğini söyleyen Erdoğan, "Muhalefet ne diyor? Bizim bir milyon 170 bin konutu görmezlikten gelerek inşa edeceğimiz bu konutlara çamur atıyor. Biz ispat etmişiz. Biz olmayan bir şey yapmıyoruz. Kampanyamız rekor başvuru sayısı ile çok büyük teveccüh gördü. Daha düne kadar konut kıtlığından, kiraların yüksekliğinden dem vuranlar, siz ne yaptınız? 14 tane büyükşehir belediye başkanınız var. Önüne arkasına bakmadan kampanyayı kötüleme yarışına girmişler. Türlü bahanelerle projeye çamur atmaya kalktılar. Basiretsizliklerini, çapsızlıklarını, millete ve memlekete dair hiçbir dertleri olmadığını beyan eden pek çok skandal beyana imza attılar. CHP ve şürekası ne hizmet ederler ne de hizmet edene izin verirler" dedi.
6’lı masayı eleştiren Erdoğan, "Son 2 haftada yaşananlar bile bizimle altılı masa arasındaki vizyon ve ufuk farkını göstermeye yeterlidir. Bu dönemde Türkiye'nin en büyük şansı AK Parti ve Cumhur İttifakı varken en büyük talihsizliği bu takoz muhalefetidir. 2023 seçimleri inşallah ülkemizdeki pek çok dönüm noktası ile birlikte takoz siyasetinin de çöp sepetine atıldığı bir milat olacaktır. Bunun için bize ve AK Parti'nin illerdeki sancak beyleri olan il başkanlarımıza önemli görevler düşüyor. Şu üç şeyi yapmaktan asla bıkmayacak asla geri durmayacağız. Birincisi geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarıdır. İkincisi gencinden yaşlısına her kesimden insanımızın hayatına dokunan eser ve hizmetlerimizdir. Üçüncüsü muhalefet sadece lafla vakit öldürürken 2053 vizyonuyla ülkemizin geleceğine dair hayali, programı, projesi olan tek siyasi hareket olduğumuzu anlatmamızdır. Bunları milletimize her fırsatta anlattığımızda, onların gönül dünyalarına girdiğimizde 2023’te müjdeyi vereyim rekor bir oyla cumhurbaşkanı ve meclis seçimlerini Allah’ın izniyle göğüsleyebiliriz. Ben inanıyorum. İnandığıma göre bu işi Allah’ın izni ile başaracağız. Şayet biz de muhalefetin yapageldiği, bugün de tekrarladığı gibi oturduğumuz yerden ahkam keserek siyaset yapmaya kalkarsak onların akıbetine uğramaktan kurtulamayız. Bu kadro bu işi başarır. Ben size inanıyorum. Biz milletten kopuk değiliz. Milletten kopuk siyaset, milletten kopuk siyasetçi, milletten kopuk yönetici olmaz. AK Parti'yi kuran da , iktidara getiren de, yaşadığı onca badireye rağmen ayakta tutan da 2023’te tekrar iktidar sorumluluğunu verecek olan da milletimizdir. Milletten başka desteğimiz yoktur. Sizlerden seçim gününe kadar, tüm AK Parti camiası olarak gece gündüz çalışmanızı istiyorum. Bu gayreti kendimizden ziyade evlatlarımız, gençlerimiz için, umudunu bize bağlamış mazlumlar için göstermeniz gerekiyor" ifadelerine yer verdi.