Hayatımızda kolay olan her ne varsa, onu tercih ediyoruz galiba sevgili dostum!

Parayı da, malı da, bilgiyi de düşünceyi de, teknolojiyi de en kolay yoldan elde etmenin peşindeyiz. Zor olan şeylere başlama konusunda kararsısız; zaman kaybı olarak görüyoruz; aceleciyiz, hemen sonuca odaklanıyoruz; ama hiçbir katkımız olmaksızın...

Sadece girişimcilik sergiliyoruz.

Her şeyi ama her şeyi alıp satma gibi bir huyumuz var. Bunu genç nesillere de bulaştırmısız... Bugünler herkesin dilinde sanal para konuşmaları, günbegün rakamları takip etmeler... Gözler telefon ekranından ayrılmıyor bir türlü.

Şu kadar kazandım diyenler kadar şu kadar kaybettim diyenler de var.

Bilmiyorlar aslında bir kumar oynadıklarını ve kumarbaz olduklarını...

Kumarın bir baş belası hastalık oldugunu bilseler de, bir oyun gibi alışkanlık kazanmış insanlarla dolu her tarafımız.

Kısa günün kârı olarak görenler kadar, bir meşguliyet ve hobi olarak görenler de yok değil. Bu sistemin gece gündüz çalıştığını,  tatil dinlemediğini de bu arada öğrenmiş olurlar...

Hatta sabahleyin ilk iş ekrana bakıp rakamların son durumlarını yorumlamak isterler.
Aynı insanlar güncel futbola dair de fikir sahibidirler. Maçların ayrıntıları üzerinde kafa yorarlar, dil dökerler birbirlerine; bir maharetmiş gibi... Birbirine itiraz etmeler vs...

Sorsan spor yorumcusu hepsi ve yuzbinlerce insan onları izliyor. İddialı yorumlar, çok derin bilgiler zihinleri esir almış adeta! Aslında hepsi sorunların tam göbeğinde, konuşma limitlerini kullanmakla meşguller...

Gevezelikleri üst perdeden devam edip gider; sanki bir yıllık konuşma bir saate sığdırılmak istenir. 
Eskilerin tabiriyle boş konuşukları pres yapmışlar; ahkam kesmek için birbiriyle yarışıyorlar. Bir afyon yutar gibiler; farkındadırlar ya da değildirler...
Az iş, çok laf teorisi burada da yerini bulur.

Ah sevgili dostum ah; bir meşguliyet yaratmazsan, insanları yeteneklerine göre bir amaca bağlatmazsan bu masalları duymaya devam edeceksin...
Birilerinin güç bela üretmeye devam ettiği bir düzende,  üretmeyenler, sadece üretenleri sömürür gider. 
Sıkı para politikası diyorsun sevgili dostum; parayı sıkınca suyunu mu çıkarıyorsun, yoksa kafandaki planları uygulamak için zaman mı kazanıyorsun? Elbette, sadece rakamlar seni ilgilendiriyor; kağıt üzerinde bir başarı hikâyesi yazmaktan ne zaman vazgeçeceksin!

İnsanlara yazık, ülkeye yazık!
Eyvallah!