Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Cevdet Erdöl, "Bağımsızlığımızın" kalesi okullarımız başlıklı yazı kaleme aldı.

İşte Cevdet Erdöl'ün yazısı:

Tohumların toprakla buluşması gibi öğrencilerimiz okullarıyla buluşuyor. Örgün, yüz yüze eğitime hasret kaldığımız bu pandemi sürecinde en büyük temennimiz, sağlıklı ve sürdürülebilir eğitim-öğretim sisteminin ve tabii ki sosyal hayatın idamesidir.

Her yıla yeni umutlar ve umutlarımızın gözbebeği evlatlarımızın hayalleri ile başlarız. Her başlangıç yeni yarınlar ve geleceğin Türkiye'si için bir milattır. Bizler eğitimin "oku" emri ile dimağlarına mukaddes kalemle yazıldığı bir medeniyetin emanetçileriyiz. Yaşadığımız her zeminin bir eğitim mecrası olduğunu hisseder, kâğıdın ve kalemin olmadığı yerlerde bile irfan ve hikmet nüshalarını gözlerimizle, gönüllerimizle yazarız sevgili okurlarım.

Bizler, siyah-beyaz yıllarından renkli ve çağdaş dönemlerine kadar her safhasına şahit olduğumuz eğitim yolculuğunun bugün de bir ilim-irfan yuvası olan üniversitemiz ile bir eğitim mihmandarı olabilmenin sevinci içerisindeyiz. Eminim ki öğretmeninden velisine kadar her bir vatandaşımız benzer duyguları, sevinçleri paylaşıyorlardır. Fakat bu sevinci kursaklarımıza tıkamak isteyen şer odaklarına da değinmeden geçemeyeceğim. Neredeyse her sokağa kadar nüfuz etmeye çalışan zehir tüccarlarından bahsediyorum. O zalimler ki, ilkokul çağından üniversiteye kadar tüm evlatlarımızı birer hedef tahtası edinmişlerdir kendilerine. Değişik ve haince planlar ve yöntemlerle sürekli masum evlatlarımızı bu zehir batağına çekmeye çalışıyorlar maalesef. Gözlerini kanlı, kirli para bürümüş bu zehir odakları küresel patronlarından aldıkları talimatlar ile çeşitli kılık ve kimliklerle aramızda dolaşıyorlar. Bizler ise gerek eğitimciler ve anne-babalar olarak insani kimliklerimizi evlatlarımızın önüne siper ederek bu saldırılara karşı direneceğiz ve çocuklarımızı yem etmeyeceğiz evelallah.

Devletimizin-özellikle Sayın Bakanımız Süleyman Soylu'nun mücadelesi her zeminde olduğu gibi uyuşturucu bataklığını kurutma yolunda da emin adımlarla milletimize güven vererek devam etmektedir. Bizler ise bu mücadelenin evlerimizdeki, işyerlerimizdeki, okullarımızdaki gönüllü neferleri olmalıyız. Ait olduğumuz ve ayak bastığımız her alanda gözlerimizi dört açarak bu zehir trafiğine şahit olduğumuz anda devletimizin kolluk kuvvetlerini mutlaka bilgilendirmeliyiz. Genç ve berrak zihinlerimizi bu bataklıkta yok etmeye niyetlenmiş uyuşturucu baronlarına topyekün bir millet şuuru ile karşılık vermeliyiz. Bunun en mukaddes birlikteliği ise devlet-millet yürüyüşüdür. İstiklal Şairimiz merhumun işaret ettiği üzere "tefrika girmez ise içimize, bizi top bile sindiremez".

Okullarımızın ilim ve irfanın yuvaları olarak yeni nesiller yetiştirebilmesi biraz da bizim elimizde desek yanılmış olmayız sanırım. İlk eğitim yuvası bir çocuk için evidir, sokağıdır, mahallesidir. Gerek anne-babalar olarak gerekse mahalle esnafı ya da mahalleden bir birey olarak üzerimize düşen görevler olduğunu unutmayalım sevgili okurlarım. Ve unutmayalım ki, mutsuz aileler mutlu çocuklar yetiştiremez. Mutsuz çocuklar ise bu zehir tüccarlarının en iştah açıcı kurbanlarıdır. Şımartılmış ve sorumsuzca büyütülmüş çocuklar için de durumun pek farklı olduğu söylenemez elbette.

Okullarımızda uyuşturucu maddelerinin zararları ve uyuşturucu tacirlerinin yöntemleri öğretilmeli ve çocuklarımız bilinçlendirilmelidir. Okul idarecileri okul ve okul çevresinde uyuşturucuya karşı müteyakkız olmalıdır. Okulun içi, çevresi, servisler, servis sürücüleri, kantinler dâhil, tüm birimleri uyuşturucu güvenliği yönünden iyi araştırılmalı ve emniyet birimleriyle yakın iş birliği içerisinde olunmalıdır.

İdarecilerimizin dikkat etmeleri gereken bir diğer husus ise, okul çevrelerinde paket açılarak uyuşturucuya başlatmakta bir yol olan ve kolayca temin edilebilen tek tek satılan sigaradır. Unutmayalım ki "en tehlikeli bağımlılık yapıcı madde en ucuz ve en kolay yolla temin edilenidir".

Bazen içilmiş bir nefes sigara bile bu zehir bataklığına giden yolu açabilmektedir. Kötü alışkanlığın ve bağımlılığın masum olanı yoktur. Tütün ve mamullerinden en melanet olanına kadar tüm kötü alışkanlıkları aynı gözle görmeliyiz. Bugün sigarayı masumlaştırmak yarın-Allah muhafaza-başka bir maddeyi gözümüzde "sigaralaştırabilir".

Ez cümle; sosyal hayatın da eğitimin de merkezinde gençler vardır. Onlar ile her açıdan ilgilenebilmeliyiz. Yeri iyilikle ve faydalı meşguliyetler ile doldurulmuş boşluklara kötülük nüfuz edemez. Sevgi ve şefkat varsa zehir tüccarlarına orada yer yok demektir. Bilinçli ve şuurlu gençlerimizin olduğu alanlarda kan emiciler barınamaz. Bizler bağımsızlık mücadelesi ile dünyaya ders vermiş bir milletiz. Tüm "bağımlılıklara" karşı da gerekeni yapmasını biliriz. Bu duygu ve temennilerle yeni eğitim-öğretim yılının hayırlara vesile olmasını ve yüz yüze eğitime engel hiçbir sebebin olmamasını diliyorum. Sağlıkla kalınız...

Akşam