Kırsalda yaşayıp da, bilmeyen yok gibidir bu yağmuru...

Bazı yörelerde ise "ahmak ıslatan" denilirken, aslında, yağmura hazırlıksız yakalanıp da ıslananlara veya "yağmurdan bir su " olanlar için  söylenen ilginç bir deyim!

Güneşli havaya aldanıp yola çıkanlar, beklenmedik bardaktan boşanırcasına anı bir yağmura tutulur ya sevgili dostum; işte ondan!

Günümüzde ise unutulup giden, geçmişin değer yargılarını tanımlayan ve tarihe not düşülen deyimlerden sadece biri...

Bizim kültürümüzün bir parçası yani...

Sonbahar yağmurlarında, şimşek ya da yıldırım çaktığında, demiri dişlemek, ahırları salgın hastalıktan korumak için kapı girişine koç başı veya inek başı iskeleti çakılması, asılması gibi bir kültürün devamı işte!

Sonuçta beğenelim ya da beğenmeyelim, koca karı masalları da deseniz yine bizim kültürümüzün izleri bunlar. Nerden, nereye geldik diye dediğini duyar gibiyim sevgili dostum!

Çakal Yağmuru belki de çok masumdu  ama ya çakal karakterler, bunlar ne olacak!

Hayvan karakterlerinden kurtaramıyoruz kendimizi bir türlü...

Çakal, sansar, sırtlan, öküz,  sığır, deve, boğa, ayı ne derseniz deyin; hayatımızdan hiç eksik olmayacak karakterler bunlar!

Hayvanlara gelince, kendi karakterleri böyle de, ya insanlar sevgili dostum!