Birikmiş her şey sevgili dostum; birikmiş! Sevdalar, özlemler, aşklar, özgürlükler, borçlar,  alacaklar, paralar, altınlar, ertelenen hayaller, tadilatlar, yeni eşyalar, mesajlar, kitaplar, makaleler, deneyler, hastalıklar, kilolar ve daha neler neler; biriktirmişiz bir şekilde...

Şimdi yavaş yavaş biriktirdiklerimizi harcamak istercesine yollara düştük çılgınca...Planlar yapıyor aklımız; tutup tutmadığına hiç bakmaksızın...

Ayaklarımız bizi başka yönlere çekmekte; düşüncesizce,  ayaklara tabi olmuş akıllar... ve alışkanlıkların rehavetine kapılmış sahte sahte dünyalar ve bu dünyaların lakayt insanları...
Bir tarafta ise, kıyıda köşede unutulmuş değerli insanlar ve onların hayat hikayeleri...

Küçücük dünyalarında büyük çıkışlar; engin fikirler, nezaket ve zerafet dolu düşünceler ve müthiş deneyimler...Yoktur onların büyük idealleri ve istekleri...Düşünürler, memleketin ahvalini ve gidişatını...

Akılsız insanların, akıldan yoksun işlerini yerden yere vururlar. Bazen isyan edercesine haykırmak isterler; lakin yaş kemale ermiştir; yoktur enerjileri...Kocaman kocaman ve tatlı tatlı söverler; ruhlarını rahatlatmak ve serinletmek için...

Bir oh çekip meydan okurlar; lakin kimsenin umurunda değildir; bir yere kadar adım atarlar, diğer adımları atmak isteyenleri cesaretlendirmek istercesine...

Haykırırlar, "direnmek kazanmaktır; yeter ki inandığın değerler için diren ve sabret!

Devran dönecektir elbet!"
Velhasılı kelam sevgili dostum; yaşama dair herkesin bir şikayeti olsa da, Sen sen ol şikayet eden değil, çözüm üreten ol, adam gibi adam ol, insan gibi insan ol; bak o zaman neler olacak!

Zamanın ruhu, müthiş bir dönüşümdür; dur durak yoktur içinde; kimilerini yüceltir, kimilerini alçaltır; kimilerinden alır kimilerine verir; her şeyi bilen, gören ve işitendir; sense içinde bir derviş misali dolaşan gezgin!