Sevgili dostum; siyaset yapmayı ve siyaseti sevmiyorum diyorsun demesine ama hayatın baştan aşağı siyasetle dolu,  kimi kandırıyorsun!

Aklın, kendinin değil, fikrin fakir, sen ise zenginlikten dem vurup durursun; bir adammış gibi...

Adam, tehlikeli kulvarların derin manalı dünyası; girme bence o kulvara...

Tarihten bahsedersin, doğru zannederler, sosyolojiden bahsedersin sosyal adam derler, siyaset biliminden bahsedersin, siyaseti biliyor derler...

Derler demesine de, hakikat ne der diye düşündün mü sevgili dostum!

Düşünmedin; çünkü sen sen değil; aklın sende değil; fikrin de zikrin de satın alınmış; kapılmışsın bir menfaat ve itaat akıntısına; bir o yana bir bu yana yalpalayıp durursun...

Düşünmek nedir, gerçek nedir, başka dünyalarda ne olup bitiyor diye bakmadan, koyunun koyun, çobanın da çoban olmadığı bir ortamda saçmalayıp durursun...Bilirsin ki, ben doğruyum ve gerçekler benden sorulur! Öyle değil sevgili dostum; öyle değil!

Her anlattığın Bir masaldan ibaret!

Ben yaptım, ben dedim; doğru ve böyle olacak devrinden, biz devrine yani, ilahi mesaja kulak verme devrine, insanlık devrine geçiş; temiz vicdanlı insanlarca çoktan sağlandı artık! Cebimizdeki fakirlik seni yanıltmasın dostum; aklımızın zenginliğinden korkmalısın ya da aklımızın fakirliğinden faydalanmalısın...

Şarkı diyordu ya hani: "faydalar faydasız, imkanlar imkansız"; işte bunun gibi...