31 Ekim, siyasetçi, devlet adamı, fizik profesörü, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’ın kurulmasına neden olan kişi Erdal İnönü’nün sonsuzluğa göçtüğü gündür.

Fizik profesörlüğü, siyaset adamlığı yanında nüktedan kişiliğiyle tanınan aynı zamanda ince uzun fiziğiyle bilinen Erdal İnönü için, siyasi rakiplerinden ve hemşerisi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal bir toplantıda;

- Yurt dışına çıksa yabancılar ülkede kıtlık var sanırlar, der!

Bunu kendine aktaran gazetecilere ise Erdal İnönü şöyle cevap verir:

- Onu gören de ülkedeki kıtlığın nedenini anlar.

Bu seviyeyi her zaman özlemişimdir!

Malatyalı olmasından dolayı Malatyalı hemşerilerini çok sık ziyaret eden Erdal İnönü ile Malatyalı hemşerisi Başbakan Turgut Özal bir siyasi gezi sırasında Malatya’da buluşurlar. Yine ince söz düellosu, nükteler havada uçuşmaktadır:

Turgut Özal: Hemşerim nasılsın iyi misin? Ne yapıyorsun?
Erdal İnönü: Çok teşekkür ederim sayın başbakan. Siz nasılsınız?
Turgut Özal: Yahu Malatyalılar size hiç bakmıyor mu? Bu kadar zayıfsın sana kayısı falan göndermiyorlar mı? (memleketin olan Malatyalılar da mı sizden yüz çevirdi anlamında)
Erdal İnönü: Sayın başbakan, ben vücudumun arzu ettiği enerjiyi ve gıdayı alıyorum. Memlekette kimin ne kadar yediği sizden belli oluyor.

Nezaket sınırları içinde mükemmel bir kapak olmuş. Sanırım bu diyalog siyasi zekâ seviye ve üslubun geldiği noktayı güzel özetliyor.

Zaman içinde, Erdal İnönü için, “hep bilim insanı olarak kalsaydı, keşke siyasete hiç girmeseydi” diye düşünmeden edememişimdir. Çünkü siyasetin ona hiç uygun olmadığı zaman içinde görülmüştür. Sadece ve sadece İsmet İnönü’nün oğlu olduğu için SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti)’nin doğal genel başkanı olarak görülmüştür.

31 Ekim 2007 tarihinde ABD’nin Houston kentinde vefat ettiğinde; tevazu ve bilgeliğin bir kalesi daha yıkılmıştı. “Karaoğlan Ecevit’ten sonra Hint Horozu’nu da kaybettik” diye yazdı ardından mizah gazeteleri dergileri. 

Erdal İnönü siyasetini yaparken asla ve asla kitle kuyrukçuluğu yapmamıştır. Siyaseti kitle kuyrukçuluğu yapan bir meşgale olarak görmemiştir. Hep “kendisi gibi” olmuştur.” İyi olmuştur”. Bu oluşları siyaset yapmak için yeterli görmüş ve öyle siyaset yapmıştır.

Erdal İnönü, kendisi gibi olarak, iyi olarak iyi bir miras bırakmaya çalıştı ama maalesef bu soylu mirası halk olarak yeterince umursamadık. Umursasaydık siyaset sahnesinde bu denli magazin kovboyu cirit atar mıydı?

d6bc0a0c-fc41-44a0-abdb-7823bf452779

Ülkenin yetiştirdiği değerler arasında ilk 10’a rahat girebilecek olan Erdal İnönü; ABD Caltech'te ve Princeton'da teorik fizikçi olarak araştırmalar yapmış ve Nobel ödüllü Eugene Wigner ile birlikte çalışmalar yayınlamıştır. Bugün New York'ta hiç tanımadığınız bir öğrencinin elinde İnönü, Wigner & Einstein başlıklı bir makalenin çıktısını görebilirsiniz. 

Ve bu nedenle tabi duyacağınız gurur ise tarifsizdir.

Erdal İnönü’nün 1994 seçimlerindeki durumu tartışmalıdır. Ancak 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen Sivas Madımak Oteli yangını ile ilgili olarak kendisine yapılan suçlayıcı eleştirileri çok haksız buluyorum. Konuyu ve Erdal İnönü’yü  biraz araştırdığınızda, olayın asıl hedefi olan mizah yazarı ve gazeteci Aziz Nesin’in mahkemedeki ifade tutakları incelendiğinde, bu eleştirinin ne denli haksız olduğu anlaşılacaktır.

Sıradan sokaktaki vatandaşın bile hemfikir olduğu onun hakkındaki çok basit ama bir o kadar doğru olan kanısı, siyaset yapamayacak kadar son derece “düzgün” bir insandı.

Nüktedanlığı ve hazır cevaplılığı hiçbir zaman unutulmayacak olan bu değerli bilim ve devlet adamı eşiyle birlikte gittikleri bir misafirlikte eşi Sevinç hanım evde bir fare görür,

-Erdal bak fare, der.

Erdal İnönü her zamanki hazırcevaplılığı ile,

- Ne yapayım hanım, ben kedi miyim? der!

1991 yerel seçimlerinde partisinin tek seçim otobüsü ile şehir şehir dolaşan Erdal İnönü, Eskişehir Odunpazarı meydanında halka bir BMC kamyonun kasasından seslenecek, hitap edecek kadar kompleksiz, ve bundan bir rahatsızlık duymayacak bir kişiydi.

2. Dünya Savaşında Türkiye'yi yanına almak için ''paşam bak top sesleri sınırınızdan duyuluyor artık bu işten kaçış yok'' diyen İngiltere Başbakanı Winston Chirchill’e cevap olarak '' ben sağırım, kulaklarım iyi duymuyor, benim için sıkıntı yok'' ayarını veren Milli Şef İsmet İnönü’nün evladı Erdal İnönü’ye bir gazetecinin "sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek”, diye sorması üzerine" tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor" diyerek esprili bir anlayışla cevap vermiş özlenen bir siyasetçidir.

Bugün Erdal İnönü’nün ölümünün 14. Sene-i devriyesi. Bu vesile ile hakkında bir şeyler yazmak istediğimde bir çırpıda aklıma gelenleri yazdım.  6 Haziran 1926’da Ankara’da doğan Erdal İnönü, tam 14 yıl önce bugün 31 Ekim 2007’de ABD’nin Houston kentinde lösemi hastalığından 81 yaşında vefat etmiştir. 4 Kasım 2007 Pazar günü İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.

Bir zamanlar Türkiye siyasetinde bilim hayatında bu derece kaliteli ve buna karşılık bu derece tevazu sahibi bilim insanlarının olduğunu farketmek; "biz şimdi hangi paralel evrendeyiz, hatırladıklarımız gerçek mi, bu ülkeye ne oldu?" sorularını fazlaca akla getiriyor.

Milli şef İsmet İnönü’ye yakışan bir evlat, memlekete yakışan bir siyasetçi, devlet ve bilim insanı idi. Sevgi Saygı ve Özlemle anıyorum! Ruhu Şâd Olsun!

da4be56e-0e46-425f-91da-fd8b9b049345